#BenimİçinUğurMumcu
Bir hafta sonu radyoda “Uğurlar Olsun” diye bir parça çalıyordu. Çok hoşuma gitmişti. Küçüktüm. Hikayesini bilmiyordum. Ancak dilime dolanmıştı. Ne için kimin için yazıldığını babamdan öğrenmiştim. Öyle tanımıştım Mumcu‘yu.
Ve bir gün taşınırken kitaplıkta babamın rafından Mumcu’nun kitapları çıktı. Tanıdığım Mumcu’yu şimdi anlamaya sıra gelmişti. Gazi Paşa’ya Suikast, Rabıta, Kürt-İslam Ayaklanması ve yarım kalan Kürt Dosyası’nı okumuştum. Korkusuz olduğu, satırlarından belliydi. Rabıta ve Kürt Dosyası’nda bunu sevenlerine göstermişti. Uğur Mumcu benim için meslektaştan ziyade idoldü artık.
Bugün ise, onun yazdığı ve özdeşleştiği Cumhuriyet bir grup ‘liboş’un eline geçti. O’nun döneminde gerçekler yazılırken, “Can Dündar Cumhuriyeti”nde ihanetler yazılıp çizilir oldu.
‘Gazetecilik’ adına onun adını kullanan da oldu. Ama onun adını kullanan zatın unuttuğu birçok şey vardı.
Mumcu anti-emperyalistti, devrimciydi, milliyetçiydi, kimsenin uşağı değildi ve en önemlisi de terörün her türlüsüne karşı olup terörü bir “insanlık suçu” olarak görüyordu. Birileri gibi gidip ülkesini Avrupa basınına şikayet etmemişti.
Bugün Cumhuriyet’i ele geçiren kadronun başındaki zat, hem Mumcu’nun adını kullanıp hem de emperyalizmden yana olup emperyalizme uşaklık edip ve en önemlisi de bölücü terör örgütünün fiilen yayın organlığını üstlenmişti. Bunları da ‘gazetecilik’ adına yaptığını iddia etmişti.
Uğur Mumcu’nun araştırmacı-gazeteciliği “Bir Uzun Yürüyüş”tür. Rüzgarın estiği yöne değil, gerçeğin ve gerçeklerin peşinden gider. Bizler de onun bu uzun yürüyüşüne daima ortak olacağız.
Unutmayacağız, unutturmak isteyenlerin ve onun adını kullanmak isteyenlerin daima karşısında olacağız!
Hasan Deniz Yılmaz
25 Ocak 2016
#LiberalÇiftlik
Yorum ekle