Üçüncü Yol 1919

DEVLET BAHÇELİ ve BAŞKANLIK SİSTEMİ: 17-25 ERDOĞAN’DAN PARTİLİ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A…

BAŞKANLIK İÇİN ANLAŞTILAR! 

2002’de koalisyon hükümetindeyken erken seçim isteği, 2007’de Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı oluşunda önemli bir rol oynaması ve kumpas davalara uzaktan bakışı, 2008’de türban krizinde “Üniversite yetmez, türban devlet memurlarına da serbest kılınsın.” minvalindeki açıklamalarıyla üniversitelerde ve kamusal alanda türban serbestisini olumlayan görüşleri, 2012’de 4+4+4 eğitim sistemine, 2013’te “alkol düzenlemesine” ve 2014’teki Suriye Tezkeresi’ne açık desteğinden sonra bugün de “başkanlık” için “yedek lastik” konumunda olan MHP… Ve gün geçtikçe AKP’nin “çalışma komisyonu” sıfatına bürünüyor.

Anayasa değişikliği teklifi görüşmeleri kapsamında Çankaya Köşkü’ne çıkan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Başbakan Binali Yıldırım’la bir araya geldi. İki lider görüşmenin ardından ortak açıklama için kameralar karşısına geçti. İlk olarak söz alan MHP lideri Bahçeli “Sayın Başbakanımızla zaman zaman bir araya gelerek ortak uzlaşı noktasında çaba sarf edilmiştir. Bugünkü görüşmemiz de son değerlendirmeler ışığında olumlu geçmiştir. İnşallah TBMM’ye bir metin sunulmuş olacaktır. Bu metin, artık TBMM’nin değerlendirmesi ışığında sonuçlandırıldığı takdirde hayırlı sonuçlar vereceğini temenni ediyorum.” dedi.

Bahçeli’den sonra konuşan Binali Yıldırım ise “Anayasada sınırlı değişiklik yapılması konusu bir süredir memleketimizin gündemindedir. Birlikte yürüttüğümüz müzakereler belirli bir olgunluğa erişmiştir. Son gözden geçirilmeler de yapılacak ve önümüzdeki hafta inşallah AK Parti olarak anayasa değişikliği teklifimizi sunmuş olacağız. Tabii ondan sonraki iş meclisimizin iradesidir. Mecliste 330’u aşan bir kabulle geçmesi gerekiyor ki ondan sonra referandum süreci başlasın. Referandum süreci de milletin kararıdır. Ülkemiz milletimiz için inşallah hayırlı bir karar olacaktır diye düşünüyoruz. Biz niyet hayr, akıbet hayr anlayışıyla hareket ettik. Ülkenin gündeminin artık sistem tartışmasıyla zaman kaybetmesini istemiyorum, yapılmak istenen değişiklik bellidir. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin çıkmaza girmesiyle birlikte cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesi anayasaya girmiş ve ondan sonraki seçimlerde de cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin doğrudan seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Mevcut durumun anayasa ile uyumlu hale gelmesi, icra ve yasamanın yetkilerinin sınırlarının çok daha net bir şekilde belirlenmesi, parlamentonun güçlenmesi, icranın istikrarı ve güveni sağlayacak tesisi için bu şekilde değişiklik elbette ki geleceğimiz için çok yerinde bir karar olacak.” dedi.

Yıldırım, “Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi üyelikle mi sınırlı olacak?” sorusuna cevap olarak da “Bu değişiklikte cumhurbaşkanının eğer seçilirse partisiyle ilişiği devam edecek. Yapılan en önemli değişiklik budur. Mevcut anayasada partisiyle ilişiği kesiliyor hükmü var, yeni düzenlemeyle devam edecek.” dedi.

Peki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin başkanlık hakkındaki görüşleri dün nasıldı, bugün nasıl?

*

Ocak 2001

Hedef tek başına iktidar. Sonrası “başkanlık ya da yarı başkanlık”…

Aradan geçen 11 yıl, güçlü AKP iktidarıyla yeniden canlanan başkanlık tartışmaları ve Bahçeli’nin demeçleri…

10 Aralık 2012 / TBMM Genel Kurulu

“Federasyon özlemi çekenler, siyasal Kürtçülükten medet umanlar, numaralı cumhuriyet sevdası taşıyanlar, başkanlık rüyası görenler ve üniter yapımızı bozmayı aklından geçirenler aynanın karşısında kendilerini bir kez daha kontrolden geçirmelidir.”1

8 Ocak 2013/ TBMM Grup Toplantısı

“Ne değişmiştir de dün ak dediğine bugün kara, dün eğri dediğine bugün doğru, dün öyle dediğine bugün böyle demektesin.

Başbakan’ın kafasına kimler girmiş, başkanlık vaadiyle aklını kimler çelmiştir?

Kendisini Başkan, İmralı canisini de sözde Kürdistan’a baş mı yapacaktır?

Bu olanlar, bu ihtimaller ihanetin, rezaletin yanında inanın bana hafif kalacaktır.”2

5 Şubat 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Başkanlık sistemini tesis etmek, federasyon modelini hayata geçirmek ve üniter yapıyı eritmek için Başbakan Erdoğan ve bölücü şebeke eşgüdüm halinde devrededir.

(…)

Bunlar, yağcılıkta sınır tanımayan, yeminlerle ilelebet, ezeli ve ebedi başkanlık ilanı yapan aklını kaçırmış güruhun bizzat aynadaki akisleridir.

Ne fayda ki, Başbakan Erdoğan’ı bu dalkavukluklar kurtaramayacaktır.”3

9 Şubat 2013 / Türk Gençlik Kurultayı ve Şöleni

“Milliyetçilik suçlanmaktadır; zira Türk milletinin bölünmesi için bu zorunluluktur.

Türklük sulandırılmakta ve etnik kimlik mertebesine çekilmektedir; zira bu Türk milletinin sakatlanması için neredeyse mecburidir.

Üniter devlet yapısı tartışılmakta, başkanlık modeli inatla dillendirilmektedir; zira Türkiye’nin federasyona gitmesi için bu gereklidir.”4

12 Şubat 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Başbakan Erdoğan, başkanlık sisteminin ağırlıklı olduğu yeni anayasa hazırlığı paralelinde kafasının içindekileri bir bir dökmüştür.

TBMM’nde eksik kalan milletvekili sayısını BDP’ye tamamlayacak ve kuvvetle muhtemel Türkiye’yi referanduma götürmekten geri durmayacaktır.

Görünen odur ki, Türk milleti önümüzdeki süreçte varlığını, birliğini ve hayat haklarını oylamak durumunda kalacaktır.

Başbakan Erdoğan başkan olabilmek için İmralı canisine ve bölücü terör örgütüne her şeyi peşkeş çekmeye karar vermiş gibidir.

(…)

Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, tek adam olarak hanedanlığını kurabilmek için Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü satışa çıkarmış, milli birliğini devretmek için bölücü terör şebekesine çağrıda bulunmuştur.

Artık bundan sonra “Erdoğan Başkan, PKK şampiyon” sözleri işitilirse hiç kimse ‘bu da nerden çıktı dememeli’ ve hiç kimse bunu garip karşılamamalıdır.

Başbakan Erdoğan başkanlık ümidini İmralı canisine bağlamış, bunun karşılığında vermeyeceği hiçbir ödünün olmayacağını göstermiştir.

(…)

Bir ucunda başkanlık modelinin olduğu, diğer ucunda önce özerklik ve federasyon, arkasından da bağımsız Kürdistan’ın bulunduğu bir süreç alçakça müzakere konusu yapılmaktadır.

Başbakan Erdoğan; dağılmış, ayrılmış ve öbek öbek etnik kimliklere taksim edilmiş konfederal bir yapının başkanı, İmralı canisi de ilk etap da sözde Kürdistan özerk bölgesinin başı olacaktır.”5

14 Şubat 2013 / Kızılcahamam Patalya Oteli – İl Başkanları Toplantısı

“Başbakan Erdoğan’ın mevcut rejimi yıkarak başkanlık sistemini bölücülerle birlikte getirme amacı çok tehlikeli sonuçlara yol açacaktır.”6

19 Şubat 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Başbakan Erdoğan’a buradan sormak isterim ki;

(…)

Başkanlık sistemini tesis etmek, Türk milletini milli tezlerinden koparmak ve hepsinden önemlisi PKK’yla anayasa yapacak kadar çukura düşmek çözümün bir parçası mıdır?

(…)

Başbakan Erdoğan başkan olabilmek için Türkiye’yi İmralı canisine peşkeş çekmiş, karşılıklı anlaşma ve pazarlıklarla Türk milletini cehennem azabıyla tanıştırmak üzere harekete geçmiştir.

(…)

Anlaşılan kendisine başkanlığı layık görürken, İmralı canisini serbest bırakarak sözde özerk Kürdistan’ın başkanlık koltuğuna oturmasını sağlaması beklenen ve olması muhtemel bir adımdır.”7

22 Şubat 2013 / Yazılı Basın Açıklaması

“Başbakan Erdoğan göz göre göre, tüm umut ve beklentisini, başkanlık hedefini onbinlerce insanımızın kanına girmiş caniye bağlamıştır.”8

9 Mart 2013 / Aksaray – Belediye Başkanı Aday Takdim Toplantısı

“Milliyetçiliği ayaklar altına alarak Türklüğü yok farz etmesinde fikri kırıklığı ve vicdan yozlaşmasının payı olduğu kadar, İmralı canisi ve kanlı çetesinin de bunda tesiri oldukça belirgindir.

Başbakan Erdoğan için tek amaç başkan olabilmek ve saltanatını kurumsallaştırmaktır.

Bunun dışındaki her şey ya önemsiz ve anlamsız ya da görmezden gelecek kadar değersizdir.

(…)

Başkanlık sistemi Başbakan Erdoğan’ın aklını başından almış, hezeyan çamuruna saplanmasına neden olmuştur.”9

13 Mart 2013 / Kocaeli – Darıca Belediye Başkanı Aday Takdim Toplantısı

“Başbakan Erdoğan İmralı canisiyle ne görüşmekte, nelerin pazarlığını yapmaktadır?

Türk milletinin nasıl bölüneceğini mi konuşmaktadır?

Başkanlık sistemini müştereken nasıl kuracaklarından mı bahsetmektedir?”10

16 Mart 2013 / Ordu – Fatsa Belediye Başkanı Aday Takdim Toplantısı

“Biliniz ki devran dönecek, bu şarkı bitecek, bu karanlık devir tuzla buz olacaktır.

Başbakan birlikte yürüdükleriyle hesap verecektir.

İmralı canisiyle başkanlık ittifakına soyunmasının cevabını en başta Fatsalı kardeşlerimden alacaktır.

Bu hesap kıyamete kalmayacak, kimsenin yanına yaptıkları bırakılmayacaktır.

Türklüğü, milliyetçiliği ayaklar altına alıp da, İmralı canisi ve örgütünü başının üzerinde gezdirenler sine-i kuvvetin milli aleviyle kül olacaklardır.”11

19 Mart 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Görüldüğü kadarıyla, Başbakan Erdoğan, başkan olabilmek, Türkiye’nin bölünme şifrelerini taşıyan küresel kanlı projeleri hazmettirebilmek, Anayasa’nın ilk üç maddesini kaldırmak için yapmayacağı bir şey olmadığını icraatları ve beyanlarıyla kanıtlamaktadır.

Bu zihniyetin gözünü kan, ruhunu hırs bürümüştür.”11

23 Mart 2013 / Bursa Kuruluş Mitingi

“Başkanlık sistemine geçmek, aynı zamanda koltuk ve mevki hırsını tatmin etmek çözümün bir aracı mıdır?

Sayın Başbakan çözümle neleri çürütmeye, neleri küllemeye, neleri gömmeye çabalıyorsun?

(…)

Senin başka bir işin yok mudur?

Bursa’nın meseleleri dağ gibi birikmişken, sen nelerle ve hangi cüretle meşgul oluyorsun?

Sen Türkiye’nin başına, yıkım ve yok oluş memuru olarak mı tayin edildin?”13

6 Nisan 2013 / Osmaniye

“Başbakan Erdoğan Türkiye’nin kurucu ideolojisi ve Türk milletinin kurtuluş heyecanı olan Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almıştır.

Türklüğü dışlamış ve Türk bayrağının saygınlığını gölgelemiştir.

Kafasına göre milleti 36’ya ayırmış, üniter yapıyı temelinden dinamitleyecek eyalet modelini gündeme getirmiştir.

Başbakan Erdoğan başkan olabilmek için her yola müracaat edeceğini göstermiş, hatta bu konuda İmralı canisiyle bile fikir birliğine varmıştır.

Bununla da yetinmemiş, PKK ile anayasa hazırlayacak kadar kontrol ve dengeyi kaybetmiştir.

(…)

Ne ilginçtir ki, bebek katili Başbakan Erdoğan’ın başkanlık heveslerine yattığı yerden destek vermiş ve bu çerçevedeki zehirli düşüncelerini bölücü ulaklar kanalıyla ilan etmiştir.

Ve Başbakan Erdoğan ile İmralı canisi tamamen aynı hedefte buluşmuştur.”14

16 Nisan 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Başbakan’ın başkanlık hevesleri veya partili cumhurbaşkanı düşünceleri süreç fitnesinin ana argümanları arasındadır.”15

 20 Nisan 2013 / İzmir Bayrak Mitingi

“Sayın Recep Tayyip Erdoğan, senin amacın nedir?

Türkiye’de konfederal bir yönetim sistemi kurarak, kendini başkan, İmralı canisini de özerk bir yönetimin başına getirmeyi mi düşünüyorsun?

(…)

Soruyorum sizlere;

(…)

Türk milletinin bölünmesine, Türkiye’nin başkanlık sistemine, federal ve konfederal yönetim yapısına geçmesine rıza gösteriyor musunuz? (Hayır)”16

4 Mayıs 2013 / Ankara – Belediye Başkanı Aday Takdim Toplantısı

“Başbakan’ın çözüm sürecinde, Türkiye’nin milli ve üniter devlet sisteminin yok olması, Türklüğün silinmesi, başkanlık sistemi altında federasyon veya konfederasyon inşası yer almaktadır.”17

7 Mayıs 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Pazarlık edilen Türk milletidir.

Pazarlık edilen Türk vatanıdır.

Pazarlık edilen başkanlık sistemiyle birlikte özerklik, federasyon ve konfederasyondur.”18

2 Haziran 2013 / 25. Geleneksel Erdemli Türkmen Şöleni

“Mersin Büyükşehiri almak Türkiye’nin emperyal, küresel güçler tarafından oyuncak hale getirilmesi, istenilen zaman başkanlık sistemiyle federal yapı arasında pamuk ipliği ile bağlı olanı kesip bir anda bağımsız kürdistanı kurdurmaya engel olmak demektir.”19

8 Haziran 2013 / Siyaset ve Liderlik Okulu – 8. Dönem Sertifika Töreni

“Başbakan Erdoğan’ın otoriter mizacı, başkanlık beklentisi Taksim’de gençliğin hisarına çarpmış, yurdumuzun dört bir yanındaki malum hadiselere sebebiyet vermiştir.

(…)

Başkanlık hesapları suya düşmüş, siyasi hırsları aklının önüne geçmiş, diliyle kalbi arasındaki uçurum inanılmaz derecede büyümüştür.

AKP gitmeli, Başbakan Erdoğan bitmelidir.”20

11 Haziran 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Yeni anayasa etrafında şekillenen fikir enflasyonu, başkanlık sistemi yâ da partili cumhurbaşkanlığı hususundaki zorlayıcı teklifler şu aralar akıllardan çıkmasa da gündemin arka sıralarına eskisinden daha güçlü gelmek üzere mevzilenmiştir.”21

13 Haziran 2013 / Kocaeli – Belediye Başkanı Aday Takdim Toplantısı

“Cumhurbaşkanlığı seçimi uzun uzadıya yapılan rejim ve sistem tartışmalarını sonlandırmak, parlamenter sistemin önündeki tortuları temizlemek için eşsiz bir fırsat sunacaktır.

Bu seçim, hazırlanacak yeni anayasa kapsamında başkanlık rüyasına dalarak Türkiye’ye kâbus yaşatma inadına ve şımarıklığına kapılan Başbakan Erdoğan’a ders olacaktır.

Veya partili cumhurbaşkanlığı yapısını kurma ve temellendirme hedefinin tökezlediği demokratik milat olarak tebarüz edecektir.

(…)

Türkiye’nin başkanlık sistemi adı altında diktatörlüğe kaymasına sessiz kalacak mısınız? (Hayır)

(…)

Peki bu hayırlar ortadayken, Karamürsel bu kadar netleşmişken, Başbakan Erdoğan nasıl başkan olacak, nasıl sorumsuzca hareket edebilecektir?

Başkan olmaya gücü nasıl yetecektir?

Cumhuriyet’i idam sehpasına çıkarmaya nasıl kalkışabilecektir?”22

16 Haziran 2013 / Ankara – Belediye Başkan Adayları Takdim Toplantısı

“Başbakan Erdoğan kontrollü gerginlik stratejisiyle Türk milletini ayrı ayrı uçlara sevk etmeyi planlamaktadır.

Gerek yeni anayasa, gerek hazırlığı yapılan başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı sistemi, gerek bölgesel gelişmeler ve gerekse de PKK’yla yürütülen süreç ihanetinin ilerletilmesi konularında kendi tabanını diri tutmanın ve kemikleştirmenin hedefindedir.”23

25 Haziran 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Gidişat engellenmezse, Türkiye hızla parti devletine doğru ilerleyecek, başkanlık kılıfıyla otoriter bir yapı inşa edilecek, üniter yapı dağılarak federasyona sapacak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü imha olacaktır.

Tehlike bu kadar yakın ve görünürdür.”24

14 Temmuz 2013 / Basın Toplantısı

“BDP’yle işbirliğinden bahsetmiş, referandum alternatifini ileri sürmüş, başkanlık sistemini anayasanın merkezine koyarak aslında uzlaşma kanallarını tıkamıştır.

Başbakan Erdoğan’ın anayasa değişikliğinde gözettiği amaç; başkanlık koltuğuna oturmak, PKK’yı memnun etmek, bölücülerin statü taleplerini karşılayarak teminat altına almak olarak şekillenmiştir.”25

1 Ekim 2013 / TBMM Grup Toplantısı

“Cumhurbaşkanlığı ya da içten içe başkanlık rüyası gören Başbakan Erdoğan büyük hayal kırıklıkları yaşayacak ve kaybetmekten başka şansı da olmayacaktır.

Kimliği aşağılanan, tarihi kişiliği alaya alınan ve tüm varlığı hücuma uğrayan aziz milletimiz, Allah’ın izniyle Başbakan Erdoğan karabasanından ve bu şahsiyetin karanlık dolu emellerinden kurtularak aydınlık ve parlak günlere ulaşacaktır.”26

26 Aralık 2013 / Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı

“Başkanlık ısrarları, milli kimlikte oynamalar, anayasanın kırmızı çizgilerine şaşı bakış uzlaşma masasında sürekli olarak sorun çıkarmıştır.”27

3 Haziran 2014 / TBMM Grup Toplantısı

“Başbakan PKK’ya niçin sessizdir?

Neyi vaat etmiş, hangi sözü almıştır?

Önce Cumhurbaşkanı olabilmek, sonra da Başkanlık sistemini kurabilmek için BDP-HDP-PKK ve İmralı canisinden icazet ve onay mı ummuştur?

(…)

Gelişmelerden çıkardığımız kadarıyla, Başbakan Erdoğan Türkiye’nin bir parçasını, şehit emaneti bu kutsal vatanın bir bölümünü gözden çıkarmıştır.

Anlaşılan, pazarlıklarla vatan topraklarını teröristlere hibe etmeye, lütfetmeye, Başkanlık çeyizi karşılığında özerkliği vermeye karar vermiştir.

(…)

Başbakan’ın Cumhurbaşkanı olmaktan ziyade Başkanlık hayalleri kurduğu, bunu da sözcüleri aracılığıyla kamuoyuna bildirdiği gelişmelerden anlaşılmıştır.

Türk milleti 10 Ağustos’ta Başkan seçmeyecektir.

Türk milleti 10 Ağustos’ta despot atamayacak, seçilmiş bir emir görevlendirmeyecektir.

Başbakan Erdoğan parti içi dengeleri hesaba katarak, yeni başbakan ve yeni genel başkan üzerinde çalışma yaparken, bir yandan da Başkanlık Sistemi’nin taşlarını döşüyorsa, bilsin ki, yanlış hesap milli iradenin hisarlarında parçalanacaktır.”28

10 Haziran 2014 / TBMM Grup Toplantısı

“Geçmişte defalarca söylediğimiz gibi, bu ihanet görüşmeleri “Al-Ver” sürecidir.

Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı olabilmek için İmralı canisine yanaşmış, başkanlık hayallerine ulaşabilmek için PKK’nın yaması, yancısı ve yandaşı olmaya karar vermiştir.

(…)

Yani kısaca AKP-PKK arasındaki ilişki şudur:

“Al Güneydoğuyu, Ver Çankaya’yı.” “Al Özerkliği, Ver Başkanlığı.” “Al Şerefi, Ver Şerefsizliği.”29

17 Haziran 2014 / TBMM Grup Toplantısı

“Cumhurbaşkanı seçileyim, başkan olayım, parayı hamutuyla götüreyim derken kendi sonunu hazırlayıp, kendi sebep olduğu aldatma ummanında boğulmasına az kalmış densizlerin insanlık tarihiyle yaşıt ayıbıdır.”30

30 Temmuz 2014 / İzmir – Bayramlaşma Programı

“Erdoğan yeni Türkiye’den sadece son aylarda bahsetmektedir.

Çünkü eski olarak gördüğü Türkiye’de işlemediği suç kalmamıştır.

Bunun için yeniye, yeni bir başlangıca, temiz bir sayfaya ihtiyacı vardır.

Erdoğan’ın yeni Türkiye’si; PKK’ya teslimdir, Öcalan’a özgürlüktür, Kürdistan’a destektir, özerkliğe adımdır.

Yeni Türkiye teröristlerin affı, şehitlere hakaret, terörle mücadelenin suçlanması, dürüstlüğün rafa kaldırılmasıdır.

Yeni Türkiye şerefsizliğin kürsüye çıkması, ahlaksızlığın gemisini yürütmesi, zalimlerin, zorbaların al-ver süreciyle başkanlık rütbesi almasıdır.”31

 6 Eylül 2014 / Basın Toplantısı

“Yeni Türkiye; çözüm diyerek PKK’ya teslim olmuş, barış diyerek dağılmaya çanak tutmuş, yeni anayasa diyerek parçalanmaya ve Başkanlık sistemine göz kırpmış odakların eşine az rastlanan bir tuzağıdır.

Yeni Türkiye; yeni bir Mondros, yeniden masaya konulmuş Sevr, yepyeni bir işgal ve özerklikten Kürdistan’a uzanan isyankârlıktır.”32

6 Ocak 2015 / TBMM Grup Toplantısı

“Erdoğan başkanlık sevdasıyla Türkiye’yi bombalamaktadır.

(…)

Yaklaşık 5 ay sonra, Bakanlar Kurulu’nu ahlaken sorunlu şekilde toplayacak Erdoğan’ın, başkanlık veya yarı başkanlık için fiili durum oluşturmaya çalıştığı her türlü izahtan varestededir.

(…)

Başımızı kuma gömmeyelim, asalet ve itibarın tescilini adil ve ahlaklı kararlarda değil de, haram ve taş binalarda arayanların başkanlık rüyaları iflasın habercisidir.”33

20 Ocak 2015 / TBMM Grup Toplantısı

“Erdoğan’ın başkanlık isteği, başkanlık hırsı, parlamenter sisteme, yani mevcut devlet nizamına taban tabana zıttır.

PKK ve bölücü çevrelerle; “al özerkliği, ver başkanlığı” mutabakatını sağladığı anlaşılan Erdoğan’ın bundan sonra, ısrarla açıktan siyaset yapacağı ve hatta 7 Haziran öncesi siyasi kampanya yürüteceği güçlü ihtimaldir.

(…)

Cumhuriyet’i reklam filmine benzeten, Osmanlı nedir diye sorsanız iki cümle söylemeyecek şahıslar başkanlık falı açmaktadır.

‘AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk’ diyen milliyetsizlerin gayesi başkanlığa hizmettir.

Öcalan’a özgürlük, PKK’ya genel af, özyönetim, demokratik konfederalizm diyen fitne lobisi başkanlık vaadiyle Erdoğan’dan her türlü tavizi koparmak için yıkım peronuna yanaşmışlardır.

Çözülme diyenler başkanlık sistemini alkışlamakta, Türk milleti yeni bir devlet modeline ite kaka alıştırılmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında istişare olmadığından bahisle, başkanlık sisteminin alt yapısını kuran Erdoğan, İmralı canisini garantiye almış, Kandil’deki adamlarından söz almış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başına çöreklenmiştir.

Cizre’de emniyet müdürünün peşine düşüp yakalayan, fakat bölücüleri selamlayarak sözde kanton rezilliğine göz yumanlar başkanlıkla Türkiye’nin fişini çekmek için sıraya girmişlerdir.

(…)

Erdoğan’ın başkanlık hayalleri suya düşecek ve Türkiye bu günleri inşallah geride bırakacaktır.”34

3 Şubat 2015 / TBMM Grup Toplantısı

“Şimdi, başkanlık sistemiyle ilgili yorum ve kanaatlerime geçmeden evvel üstüne basa basa diyorum ki, kaçak ve karanlık sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan Anayasa’yı delik deşik etmiştir.

(…)

Malumlarınız, Türkiye’de şu an iki sıcak gündem konusu vardır:

Birincisi PKK’nın yan kuruluşu HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı, her iki halde de doğacak sonuçlar, bir diğeri Erdoğan’ın başkanlık sistemi hakkındaki zorlamaları, propaganda ve algı operasyonlarıdır.

(…)

Gündemin ikinci sıcak konusu deminden beri vurguladığım gibi başkanlık modelidir.

Erdoğan tüm yatırımını 7 Haziran sonrasına yapmaktadır.

Eğer AKP, TBMM’de anayasayı değiştirecek bir sayısal çoğunluğa ulaşırsa, AKP başkanlık modelini getirecek, yani Türkiye’de rejim ve sistem değişikliğine gidecektir.

Aslında Erdoğan’ın anayasa değişikliğindeki asal gayesi başkan olabilmektir ve bu yolla anayasal sınırlarını kat be kat aşmıştır.

(…)

Dünyada şu anda G20 ülkeleri içerisinde, 10’nun başkanlık sistemiyle yönetildiğini vurgulayan ve buna özenen Erdoğan’dır.

En ileri demokrasi ülkesi olarak Amerika’yı gören, burada da nevi şahsına münhasır başkanlık sisteminin uygulandığını belirten Erdoğan’dır.

Ve Erdoğan geçmişten bugüne her zaman başkanlık sistemini savunduğunu iddia etmiştir.

(…)

Geçmişten bu yana başkanlığı savunduğunu söyleyen ve özellikle ABD’yi örnek gösteren Erdoğan ya hafızasını sildirmiş, ya da yalancıların piri olmaya tam olarak karar vermiştir.

1993 yılında, 2.Cumhuriyet tartışmalarıyla ilgili hazırlanan ve Başak Yayınlarından çıkan çalışmanın 431. Sayfasında Recep Tayyip Erdoğan, başkanlıkla ilgili sorulan soruya bakınız ne diyor:

Lütfen dikkat buyurunuz; “Başkanlık sisteminin ortaya çıkışı bir özentinin sonucu ya da Amerikan emperyalizminin bize bir tavsiyedir.”

Sayın Erdoğan hala yüzün kızarmayacak mı? Hala aldatmalarından vazgeçmeyecek misin? Hala başını sarayın duvarlarına vurup nerede bu alo Fatih, nerede bu serok Ahmet demeyecek misin?

Aziz milletim, AKP’ye oy veren muhterem kardeşlerim; biz hangi Erdoğan’a inanalım; “Başkanlık emperyalizmin tavsiyesidir” diyen Erdoğan’a mı, yoksa “Amerika’da, Fransa’da var ne olacak” diyen Erdoğan’a mı?

Biz hangi Erdoğan’a itibar edelim; “başkanlık sistemi olmuş olsaydı, yatırımlar noktasında da altyapı, üstyapı, insana yönelik yatırımlarda da çok daha başarılı neticeler alırız” diyen Erdoğan’a mı, bir zamanlar “başkanlık özentidir, Türkiye buna hazır değil” diyen Erdoğan’a mı?

Türk milleti kaç Erdoğan’la muhataptır?

Yazık değil mi yapılanlar, günah değil mi kırılan umutlar?

Birleşik Krallığı yarı başkanlık olarak gören bu ümmi yuvasının sevenleri başkanlığın, yarı başkanlığın ne olduğunu kerrat cetvelini öğretir gibi öğretsin, yoksa dünya aleme gerçekten rezil olacaktır.”35

8 Şubat 2015 / Kırşehir – “Nefesimiz Ensenizde Olacaktır” Mitingi

“Soruyorum sizlere;

Erdoğan ‘PKK’yla anlaştı, İmralı canisinden vize aldı’ diye başkanlık sistemine sıcak bakacak mısınız? (Hayır)

(…)

Erdoğan’a bakarsanız, mesele başkanlık sistemidir, tüm meseleler, tüm sorunlar başkanlık sistemi gelince birden bire çözülecektir.

(…)

Türkiye federasyona gerilesin, İmralı canisi ev hapsine çıksın, PKK’lılar affedilsin, Türk milleti kardeş kavgası yaşasın isteniyorsa AKP ve başkanlık sistemi bulunmaz Hint kumaşıdır.

(…)

Türkiye’nin güçlü bir şekilde geleceğe yürümesi için başkanlık sistemini şart koşmaktadır.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde vasat bulan hızlı karar alma, hızlı icraat kabiliyetlerinin başkanlıkla sağlanacağını iddia etmektedir.

2023 yılında Türkiye’nin, dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girmesi başkanlıkla mümkün olacakmış.

Dikkat ediniz, Erdoğan Türkiye’de çok başlılık var demektedir; halbuki 2002’den beri kendisi her şeyi kontrol etmekte, tek adamlığa oynamaktadır.

Başkanlıkla ülkemizin uçacağını söylemektedir, demek ki devr-i iktidarında Türkiye’nin süründüğünü, belini doğrultamadığını görmüş, sonunda yakayı ele vermiştir.

(…)

7 Haziran seçimlerinde AKP’ye 400 milletvekili isteyen, bu yolla Anayasa’yı değiştirip Öcalan canisiyle başkanlık sistemini kurma hedefine sabitlenen Erdoğan, geri dönüşü olmayan bir mecra ve maceraya sapmıştır.

Erdoğan’ın istek ve arzuları Kırşehir’in çıkarına değildir.

Erdoğan’ın umduğu, beklediği, dayattığı başkanlık sistemi Kırşehir’in büyümesine, zenginleşmesine hizmet etmeyecektir.

(…)

Başkanlık sistemi emperyalizmin bir tavsiyedir, kaldı ki Erdoğan yıllar evvel aynen böyle söylemiştir.

Başkanlık sistemi bir özentinin sonucudur, kaldı ki Erdoğan bir zamanlar bu görüştedir.

(…)

Denetimsiz bir başkanlık sistemiyle Türkiye’nin başına bela kesilecek, medeniyet mücadelemizin ayağından çekiştirecektir.

Başkanlıkla her şeyin güzel olacağını söyleyen Erdoğan’a sorarım, bugüne kadar her şeyi kötü yaparken aklın neredeydi, iyi yapmak için elini tutan mı vardı?

İki de bir ABD’yi örnek veren Erdoğan, bu ülkede, başkanın esas itibariyle dış politika ve savunma dışında ne kadar zayıf olduğunu bilmekte midir?

Başkanlık sistemiyle federasyonun geleceğini, yani milli ve üniter devlet yapısının iflas edeceğini niçin gizlemektedir?

Kırşehir’den soruyorum:

Erdoğan, PKK terör örgütüyle kurduğu al-ver sürecinde, başkanlık sistemiyle ilgili aldığı destek sözünü ne zaman açıklayacaktır?

Kandil’deki teröristlere kriptolu telefon hediye edip arkasından geceleri sohbet eden Erdoğan, başkanlık karşılığında teröristlere ne vermiş, neyi vaat etmiştir?

(…)

Şimdi siz söyleyin ve gür bir sesle sorularıma lütfen cevap verin:

Başkanlık kılıfı altında Türkiye bölünsün mü? (Hayır)

(…)

‘Türkiye’de her şey terstir, çare başkanlıktır’ diyen Erdoğan’a sarayı dar edecek, hakkınızı, nafakanızı, helalinizi savunacak mısınız? (Evet)”36

1 Mart 2015 / İl Başkanları Toplantısı

“Bebek katilinin sözde demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni anayasa önerisi ise Erdoğan’a verilmiş pas, başkanlık sistemi için moral destektir.

AKP-PKK verkaçı Türkiye’nin kalesine gol olup yağmıştır.”37

17 Mart 2015 / Basın Toplantısı

“Başkanlıktan başka gözü hiçbir şey görmeyen, kendi kariyer planlamasından başka hiçbir gündemi olmayan Erdoğan, Türkiye’ye döviz şoku yaşatmış, milletimizi fakirleştirmiş, ekonomiyi darboğaza itmiştir.

Erdoğan konuştukça kur uçmuştur.

Erdoğan şuursuzluğuna yenilerini ekledikçe dolar kanatlanmış, ihracat erimiş, ithalat pahalanmış, borçlar katlanmıştır.”38

21 Mart 2015 / 11. Olağan Büyük Kurultay Açılışı

“Erdoğan’ın Başkanlık ihtirasları ile PKK’nın Türkiye’yi bölme emelleri kesişmiştir.

Meksika Modeli, Türk Tipi Başkanlık derken dört parçalı Kürdistan küresel güçlerin teşvik ve tazyikiyle Erdoğan ve Öcalan’a çözülme şartnamesiyle ihale edilmiştir.

AKP-PKK yeni anayasaya bel bağlamıştır.”39

21 Mart 2015 / 11. Olağan Büyük Kurultay Kapanışı

“Başkanlık rüyasına dalan 17-25 Erdoğan’a fırsat tanımayacağız.”40

13 Nisan 2015 / Yazılı Basın Açıklaması

“Oynanan kirli oyun Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya odaklıdır.

Tüm hesaplar buna yöneliktir.

Bütün sıkıntıların anası gibi lanse edilen parlamenter sistem mimlenirken, başkanlık sistemi övülmekte ve öne çıkarılmaktadır.

(…)

Erdoğan güdümünde süren ve mesafe alan PKK’yla kanlı-barutlu pazarlıklar başkanlık sistemine dönük bir ihanet aşısı, çirkin bir tezgâhtır.

(…)

İhanet sürecinin mimarı Erdoğan “Yeni Türkiye, başkanlık ve 400’den 335’e” düşürdüğü milletvekili sayısıyla uğraşırken Türkiye adım adım uçuruma yuvarlanmaktadır.”41

26 Nisan 2015 / Türkiye Sevdası Kutlu Yürüyüş Şöleni

“Aziz Dava Arkadaşlarım,

‘Yeni Türkiye–Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi’ içi boş bir klişe slogan, yeni bir aldatma propagandası olarak gündemdedir.

17-25 Erdoğan, “400 milletvekilliği verin, yeni Türkiye’yi kuralım, yeni anayasa ile Başkanlık sistemine geçip Türkiye’yi uçuralım” yalanlarıyla AKP’ye oy dilenmektedir.

(…)

Recep Tayyip Erdoğan, aslında Türk tipi değil “Tayyip tipi” başkanlık hayalleri kurmaktadır.

(…)

Başkanlık, federasyon demektir. Bu da Türkiye’yi bölünmeye götürecektir.”42

6 Mayıs 2015 / Çankırı Mitingi

Erdoğan PKK takviyeli başkanlık rüyasını gerçeğe dönüştürmek istemektedir.

Yürürlükteki sistemi rafa kaldırmak için kılıktan kılığa girmekte, yalandan yalana koşmaktadır.

Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP’nin fiili eşgenel başkanı gibi siyaset yapmaktadır.

Düzmece açılışları, sanal temel atma törenlerini bahane ederek muhalefete çatmakta, başkanlık propagandası yapmaktadır.

(…)

Erdoğan 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi’ni başkanlık sistemine geçiş için basamak, kendi ifadesiyle istasyon olarak görmektedir.

Bu cüret, bu pervasızlık, bu pişkinlik Türkiye’ye ağır yansıyacaktır.

Türk milleti 7 Haziran’da başkan, diktatör, kral, sultan, şah, emir seçmeyecektir.

(…)

Erdoğan ve Davutoğlu’nun gündeminde Çankırı yoktur.

Türkiye karşıtı cephenin bu iki özel görevlisinin dilinde millet, milli menfaat, milli gelecek, bin yıllık kardeşlik, Türkiye’nin huzur ve bekası yoktur.

Başkanlık her şeyin üstünde, herkesin önündedir

(…)

Erdoğan başkan olabilmek, ensesindeki hukuki süreç ve yolsuzluk suçlamalarından hem kendisini hem de ailesini kurtarabilmek için ömür boyu sürecek bir saltanat arzulamaktadır.”43

10 Mayıs 2015 / Aydın Mitingi

“Türkiye’nin gerçek gündemi; başkanlık sistemi gelsin mi gelmesin mi tartışması değil, işte bu hayırlarda gizlidir.

Erdoğan ve Davutoğlu pot üstüne pot kırmaktadır.

Sanki başkanlık gelirse Türkiye uçacaktır.

Sanki başkanlık gelirse Türkiye şaha kalkacaktır.

Sanki başkanlık gelirse bir gecede her şey güllük gülistanlık olacaktır.

Bunların alayı uydurma, alayı palavra, alayı asılsızdır.”44

12 Mayıs 2015 / Nevşehir Mitingi

“Rüşvet haramdır, hırsızlık haramdır, hakkı olmayanı gasp etmek haram kere haramdır.

Erdoğan başkanlık piyangosu sana vurmayacak, çünkü sen haramla sözleştin, haramla yollarını kesiştirdin.

Türk milleti bu vefasızlara, millet kesesinden geçinen soygunculara prim vermez, artık destek göstermez.”45

13 Mayıs 2015 / Çorum Mitingi

“Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yetmemektedir.

Israrla başkanlık istemektedir.

Sanki Türkiye’nin her meselesi bitmiş ve halledilmiştir de, geriye bir tek başkanlık sistemi kalmıştır.

Başkanlık diktatörlük kapısıdır.

Başkanlık istikrarsızlık kaynağıdır.

Başkanlık bölünmenin ve parçalanmanın karar merciidir.

Erdoğan ömür boyunca kendisini ve ailesine güvence altına almak için başkanlık arayışındadır.

17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk sürecinden yakayı kurtarmak için Türkiye’ye komplo kurmaktadır.”46

17 Kasım 2015 / TBMM Grup Toplantısı

“Planlanan yeni anayasa ve başkanlık sistemiyle milli ve üniter devletin parçalara ayırılıp özerklik ve federasyon modelinin tesis edilmesi amacıyla 1 Kasım’a yatırım yapılmıştır.

Türklüğün anayasadan çıkarılması konusunda AKP, yıkım ve bölünme lobilerine 1 Kasım’da randevu vermiştir.

1 Kasım diktatörlüğün teyidi, rüşvet ve yolsuzlukların tescili, ihanet ve melanetler serisinin küstahça ilamıdır.”47

8 Aralık 2015 / TBMM Grup Toplantısı

“Gördüğümüz kadarıyla Erdoğan’ın başkanlık talebi tedavisi olmayacak kadar kronikleşmiştir.

Yani Erdoğan başkan olursa, Cumhuriyet’in kuruluş ilke ve esasları teker teker yıkılırsa her şey güllük gülistanlık olacak, birden bire Türkiye uçuşa geçecektir.

Buna da yeni Türkiye denecektir.

(…)

Bu milletin tek işi, yegâne derdi Erdoğan’a koltuk mu imal etmektir?

Partili Cumhurbaşkanı ne demektir, nereden çıkmış, kimlerin memnuniyetini sağlamak için planlanmıştır?

Hadi diyelim ki, Erdoğan başkan veya partili Cumhurbaşkanı oldu, peki bundan sonra krallık talep etmeyeceğini kim garanti edecektir?

(…)

Endişemiz şudur: Erdoğan ve AKP zihniyeti başkanlık karşılığında her tavizi verebilecek kıvam ve konuma gelmişlerdir.

Başkanlık diyeti olarak yeni anayasada Türklüğün ayıklanması, devletin doğu ve güneydoğudan vazgeçmesi karambole ve oldubittiye getirilebilecek, masada müzakeresi yapılan özerklik geç olmadan devreye alınabilecektir.

Kaldı ki fiilen özerklik uygulanmaktadır.”48

10 Ocak 2016 / Milletvekilleri, Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri Ortak Toplantısı

“Fakat Türkiye’nin yeni anayasa kılıfı altında başkanlık sistemine geçmesine; demokrasiyi özünde benimsememiş, muhalif seslere katlanamayan, parlamenter sisteme kilit vurmak için her kumpastan medet uman ilkel zihniyetlere ortak olamayız, göz yumamayız.

(…)

Bugün başkanlık isteyenler, yarın hanedanlık kuracağız derlerse ne yapacağız?

Bugün başkan olacağım diyenler, yarın Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi ve milli mirasını tamamıyla ters tasarruflarla dağıtırsa ne yapacağız?

Bugün başkan olanlar, yarın krallık iddiasında bulunurlarsa buna nasıl mani olacağız?”49

23 Şubat 2016 / TBMM Grup Toplantısı

“Biz Recep Tayyip Erdoğan’ı mutlu etmek, başkanlık hayaline temin etmek için anayasa yapamayız, yapmayacağız.

Biz Türkiye’nin bölünmesini maskelemek, kuruluş ilkelerini yıkmak için yeni anayasayı fırsat görenlere katkı vermeyiz, vermeyeceğiz.

Biz Türklüğü ve Türk milletini anayasa kanalıyla tasfiye etmek için el ovuşturan Türkiye muhalifi hainlere fırsat veremeyiz, şüphesiz vermeyeceğiz.”50

24 Mayıs 2016 / TBMM Grup Toplantısı

“Sayın Yıldırım yaptığı konuşmasında aynen şöyle demiştir:

‘Bugün yapmamız gereken en önemli iş, fiili durumu yasal hale getirmek, anayasayı ve bu kafa karışıklığını sona erdirmektir. Bunun yolu da yeni bir anayasadır, yeni anayasada başkanlık sistemidir.’

Sayın Yıldırım’a göre, deyim yerindeyse Türkiye’nin her sorunu halledilmiş, milletimizin her ihtiyacı karşılanmış ve geriye yalnızca başkanlık sistemini tesis etmek kalmıştır.

Bu anlayışa göre yeni anayasayla kast edilen başkanlık sistemidir.

Ve başkanlık sistemi yeni anayasanın ta kendisi olarak değerlendirilmektedir.

Şayet bu amaç gerçekleşmezse partili cumhurbaşkanlığı teklifi sahneye sokulmak maksadıyla yedekte tutulmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin hem başkanlık sistemi hem de partili cumhurbaşkanlığı konusundaki yaklaşım ve tutumu nettir.

Bu kapsamdaki kanaatlerimizi defalarca milletimizle paylaştığımız bilinen bir husustur.

Başkanlık sisteminin bize göre mahsurları çoktur.

(…)

Milliyetçi Hareket Partisi sistem tartışmalarının çok ciddi badirelere yol açacağını görmektedir.

Başkanlık sisteminin veya fiilen uygulansa da partili cumhurbaşkanlığının ileride aşırı bedellere mal olacağını bilmektedir.

(…)

Bizim AKP hükümetine desteğimiz terörle mücadeleyle sınırlıdır.

Başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı konusunda vereceğimiz destek, sunacağımız herhangi bir katkı zamanın ve şartların ruhuna uygun olacak şekilde yoktur.”51

31 Mayıs 2016 / TBMM Grup Toplantısı

“Hedeflenen başkanlık değil, başkancı sistemdir. Ve sonu da diktatörlüktür.

(…)

Başkanlık dayatması, yeni bir sistem zorlaması ters tepecek, muhataplarını şimdiden uyarıyorum, alayını mahcup ve perişan edecektir.

Başkanlık parantezine alınarak planlanan yeni anayasa AKP’nin parti tüzüğü, saray fermanı, hükümdar iradesinin temellendiği bir misak şeklinde görülmemelidir.”52

*

Buraya kadar görüldüğü üzere Devlet Bahçeli ve partisi MHP’nin başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığı hakkındaki görüşleri “Kesinlikle hayır!” düzeyindedir.

Her şey 11 Ekim 2016 tarihinde Devlet Bahçeli tarafından AKP’ye atılan “gollük pas” niteliğindeki açıklamasıyla tersine dönüyordu. Devlet Bahçeli, “Hayır.” dediği, “Kesilikle olmaz.” dediği partili cumhurbaşkanlığı için “Olur.” veriyordu.

11 Ekim 2016 / TBMM Grup Toplantısı

“Türkiye Cumhuriyeti’nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu, çok tehlikelidir.

Bu açık tehlikenin bertaraf edilebilmesi için karşımızda iki alternatif yol bulunmaktadır:

Bunlarda birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir.

Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak, fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır.

Dünyanın hiçbir medeni ve demokratik ülkesinde her gün suç işleyen bir yönetim ve iktidar yapısı görülemeyecek, bundan bahsedilemeyecektir.

Bu durum karşısında, Adalet ve Kalkınma Partisi başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse yine karşımıza iki seçenek çıkacaktır:

İlk olarak AKP, hazırda tuttuğu veya üzerinde çalıştığı bir anayasa hazırlığı varsa, mutabık kalınan daha önceki maddeleri de ihtiva etmek kaydıyla TBMM’ne getirmelidir.

Milletvekilleri, ilkeleri ve inançları doğrultusunda vicdanlarının sesini dinleyerek oy kullanacaklar, bir karara varacaklardır.

İkinci olarak bu anayasa değişiklik teklifi TBMM Genel Kurulunda ya 367 sınırını aşarak kanunlaşacaktır ya da 330 eşiğinin üstünde kalarak referandum yoluyla milletin kararına sunulacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin vereceği her karara saygılı ve bağlıdır.”53

*

Şimdi soralım…

Geçmişte “Partili Cumhurbaşkanı ne demektir, nereden çıkmış, kimlerin memnuniyetini sağlamak için planlanmıştır?”, “Başkanlık rüyasına dalan 17-25 Erdoğan’a fırsat vermeyeceğiz.” derken, kısa bir süre öncesine kadar “Milliyetçi Hareket Partisi’nin hem başkanlık sistemi hem de partili cumhurbaşkanlığı konusundaki yaklaşım ve tutumu nettir.” açıklamasıyla da görüşlerinin 2016’da da aynı olduğunu belirtirken ne oldu da bir anda “partili cumhurbaşkanlığı” kabul edilmiştir?

Partinin tabanına bunu nasıl açıklayacaktır?

Ya da şöyle soralım: Parti tabanı buna ses çıkaracak mıdır?

Bekleyip göreceğiz.

*

Mehmet AMAN 


 

KAYNAKÇA

1 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2500/mhp/index.html

2 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2538/mhp/index.html

3 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2586/mhp/index.html

4 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2589/mhp/index.html

5 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2591/mhp/index.html

6 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2595/mhp/index.html

7 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2600/mhp/index.html

8 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2607/mhp/index.html

9 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2638/mhp/index.html

10 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2646/mhp/index.html

11 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2653/mhp/index.html

12 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2657/mhp/index.html

13 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2665/mhp/index.html

14 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2691/mhp/index.html

15 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2710/mhp/index.html

16 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2781/mhp/index.html

17 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2809/mhp/index.html

18 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2813/mhp/index.html

19 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2853/mhp/index.html

20 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2862/mhp/index.html

21 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2866/mhp/index.html

22 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2869/mhp/index.html

23 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2875/mhp/index.html

24 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2888/mhp/index.html

25 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/2911/mhp/index.html

26 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3031/mhp/index.html

27 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3153/mhp/index.html

28 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3378/mhp/index.html

29 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3388/mhp/index.html

30 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3402/mhp/index.html

31 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3466/mhp/index.html

32 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3516/mhp/index.html

33 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3679/mhp/index.html

34 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3694/mhp/index.html

35 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3706/mhp/index.html

36 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3712/mhp/index.html

37 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3739/mhp/index.html

38 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3766/mhp/index.html

39 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3773/mhp/index.html

40 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3774/mhp/index.html

41 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3790/mhp/index.html

42 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3801/mhp/index.html

43 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3811/mhp/index.html

44 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3821/mhp/index.html

45 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3824/mhp/index.html

46 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3826/mhp/index.html

47 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3987/mhp/index.html

48 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/3996/mhp/index.html

49 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4005/mhp/index.html

50 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4028/mhp/index.html

51 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4076/mhp/index.html

52 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4080/mhp/index.html

53 https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4136/mhp/index.html

 

*

 

Yorum Ekle

Bir Cevap Yazın

Follow us

Don't be shy, get in touch. We love meeting interesting people and making new friends.

Most popular

Most discussed

Üçüncü Yol 1919 sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et