Osmanlı İmparatorluğu savaştan çıkmış, emperyalist devletler tarafından toprakları paylaşılıyordu… Ülkenin içinde bulunduğu bu vahim durumdan rahatsız olan ve İstanbul’da bir takım görüşmeler gerçekleştiren Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçerek milli mücadele için örgütlenmenin gerekliliğine karar vermişti.
19 Mayıs günü Samsun’a ayak basan, Havza ve Amasya Genelgeleri ile milletin egemenliğinin önemini tüm yurda duyuran Mustafa Kemal, Erzurum’da düzenlenen kongre ile Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarını oluşturmayı hedefliyordu…
Yayınlanan Havza ve Amasya Genelgeleri, İstanbul Hükümeti’nin Mustafa Kemal’e geri dön çağrılarının artmasına neden oldu. Bu baskılar, hayatı boyunca ordunun bir mensubu olmaktan büyük gurur duyan Mustafa Kemal’i, hem ordudaki görevinden hem de askerlikten istifa etmek zorunda bıraktı…
Herhangi bir resmi görevi olmadan halkın ona yaklaşımının nasıl olacağını kestiremediği bir dönemde gerçekleşen Erzurum Kongresi’ne 5 ilden 54 delege katılmıştı. Delegeler arasında çiftçi, tüccar, emekli subay, memur, öğretmen, gazeteci, hukukçu, mühendis, doktor ve din adamları bulunuyordu. Birbirinden farklı düşünce ve kültüre sahip olan bu insanların buluştuğu ortak nokta, Erzurum Kongresi kararlarındaki birinci maddeydi. Yani; “Ulusal sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.”
Kongrede her kesimden katılımcıların yer alması, Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulacak olan devletin yönetim biçimini fazlasıyla belli etmekteydi…
23 Temmuz 1919’da, Erzurum’da düzenlenen bölgesel kongrede alınan ulusal kararlar, bağımsızlık mücadelesinde halka büyük bir ışık oldu.
Erzurum Kongresi’nde;
Ulusal sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.
- Ne türlü olursa olsun yabancıların topraklarımıza girmesine ve işlerimize karışmasına karşı ve Osmanlı Hükümeti’nin dağılması halinde ulus, birlikte direnecek ve savunacaktır.
- Yurdun ve bağımsızlığın korunmasına ve güvenliğinin sağlanmasına İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmezse, amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet üyeleri ulusal kongrelerce seçileceklerdir. Kongre toplanmamışsa bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
- Ulusal gücü etkin ve ulusal iradeyi egemen kılmak temel ilkedir.
- Hıristiyan azınlıklara siyasal üstünlük ve toplumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
- Yabancı devletlerin güdümü ve koruyuculuğu kabul olunamaz.
- Millet Meclisinin hemen toplanmasını ve hükümet işlerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
kararları alındı.
Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar, ulusal bağımsızlık düşüncesini ve halkın birlikteliğini sağlayarak milli mücadelenin temel ilkelerini belirledi.
Sivas’ta gerçekleşecek olan kongrenin önemini tüm yurda gösterdi.
Batı Anadolu’da işgalci devletlere karşı direnen Kuvayi Milliye yapılanmalarına umut, 4 yıl sonra ilan edilecek Cumhuriyet’in habercisi oldu…
Tüm bu hususlar göz önüne alındığında Erzurum Kongresi’nin, Türk Kurtuluş Savaşı için ne kadar önemli olduğunu görebiliyoruz.
Bu sebeple, Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar; başka ülkelerin mandası olmaya rıza gösterenlere, düşman postallarının vatan toprağını kirletmesine ses çıkarmayanlara inat, vatanın ve milletin bağımsızlığından taviz verilemeyeceğinin ortaya konulduğu, vatan toprağının bölünemez bir bütün olduğunun açıkça vurgulandığı, milli mücadele seyri açısından adeta ” yol haritası” çizen kararlardır.
Kongrenin yerel boyutta olmasına karşın, alınan kararların ulusal boyutta olması ve aynı kararlı tutumun Sivas Kongresi kararlarına da yansıması, Milli Mücadele’nin programının oluşturulmasında Erzurum Kongresi’nin hayati oluşunu ve önemini gözler önüne sermektedir.
İçerisinde bulunduğumuz bu karanlık süreçten bizleri çıkaracak olan da Erzurum Kongresi’ndeki milli hassasiyet ve mücadele ruhudur.
Tarihimizin dönüm noktalarından biri Erzurum Kongresi’nin 101. Yılı kutlu olsun.
Bu vesileyle Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kahraman gazilerimizi ve şehitlerimizi bir kez daha özlem ve minnetle anıyoruz…
Yorum Ekle