Mevcut eğitim ve sınav sistemi Ayşe’nin ölümünden birinci dereceden suçludur.
sizin iteklemenizle öğütülüyor sistem çarkında çocuklar’ınız?
Mesela hiç düşündünüz mü, üniversite sınavına hazırlanan çocukların büyük bir kısmı neden sigara gibi şeylere eğilim duyuyor?
Sonra çok matah bir şeymiş, en büyük başarıymış gibi pazarladığınız üniversiteye gidince, o çocuklar nasıl boşluğa düşüyor?
Sonra o bozuk ruh halleriyle daha yanlış tercihler sonrasında “mekaniğe” bağlıyor, ya da silinip gidiyor?
Onları en iyi okullara gönderince gerekeni yaptığına inanan siz değil misiniz?
Peki ya “Önem olan sensin” cümleniz; kalıcılığı kaç dakika sürüyor?
“Hiçbir şey senden değerli değil”in katili değil midir “Yapan nasıl yapıyor”unuz?
***
Sistem bozuk, psikolojiler bozuk.
Bir de siz vurun çocuklarınıza.
Vurun, çekinmeyin.
Yükleyin sırtına ne varsa.
Sonuçta hayata gelmeyi onlar seçti değil mi?
O yüzden yaptığınız “yatırım”ın karşılığı alınmak zorunda.
Ayşe Berrin gibi canına mı kıydı, hiç sorun değil. Bundan sonra yatırım giderlerinizi düzenlerken “ölü yatırım” için de esneklik bırakırsınız, bir sonrakinde “kazanırsınız” inşallah!
…
Fotoğrafa iyi bakın.
Değerli aileler, topluma birey kazandıran aileler. Toplumun dönüşümünde payı olan aileler.
Ayşe Berrin Yılmazlar’ın gözlerine bakın.
Kendisi 13 yaşında.
Daha doğrusu 13 yaşındaydı.
Yaşındaydı, çünkü kendini bornoz kemeri ile kalorifer borusuna asarak intihar etti.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
16 OCAK 2016
Yorum Ekle