19 Mayıs 1919‘da başlayan mücadele…
29 Ekim 1923‘te kurulan Cumhuriyet…
11 Kasım 1938‘de başlayan devrimden sapma.
2002…
“Hasta edilen adam” Türkiye Cumhuriyeti’nin fişini çekmek için hazırlanan son aşama, proje: AKP…
Kumpas davalarıyla dizayn edilen muhalefet.
2015…
Hep ertelenen ödemelerin faiziyle karşımıza çıkmaya başladığı yılların en somutu.
İşte bu ahval ve şerait içinde başladı 2016.
2016, 2017…
Görmek isteyen herkesin fark edeceği gibi Türkiye Cumhuriyeti için (yok) olmak ya da olmamak evresi.
Bağımsız, partilerüstü Kemalist gençlik oluşumu Üçüncü Yol olarak, normal şartlarda payımıza düşecek olanı da birilerinin almadığı sorumluluk gereği sırtımıza yüklenen sorumluluğu da almaya kararlıyız.
Kaygılarımız bireysel değil. Toplumsal ve düşünsel.
Yeni Anayasa adı altında ülkenin bölünmesi, parçalanmasına resmiyet kazandırmaya çalışacağı aşikarken hükümetin, (sahte) muhalefetin, bir adım daha ilerisine gitmek zorunluluğunda olduğumuzun farkındayız.
Peki Üçüncü Yol’un 2016 yılı için hedefleri nelerdir?
Bu ihanet sürecinin karşısında durmak, toplumsal sorumluluğu olan parti yetkililerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm oluşumlara dokunmak, en azından bir kere anlatmak, sormak, sorgulatmak, en kötü ihtimalle birilerinin elinden “Bizim olan bitenden haberimiz yoktu”yu almak.
Partilerüstü bir ulusal çekim merkezi oluşturmak.
Bazı konularda farklı yönlerde duran ama yüreği vatan kaygısıyla çarpan kişiler arasında köprü kurmak.
Tarihe not düşmek.
1919’da silahla çarpışanlar gibi 2016’da kalemlerimizle çarpışmak, kazanıp kaybetme meselesine odaklanmadan mücadele etmek.
Umut olmak.
Yeri geldiğinde de umutsuzluğu “Milli bir sır gibi” saklamak.
Bu kapsamda önce kendimize yakın gördüğümüz, öte yandan da beslendikleri kaynak bizlerle aynı olsa bile yönetim mekanizmaları özünden farklı olan, fakat vatan kaygısı duyan kitlelere hitap ettiğinden ötürü bizler için anlam ifade eden kuruluşlarla görüşmelerimiz, röportajlarımız olacak.
Oluşumlar ve partiler hakkındaki görüşlerimizin değişmediği, sorduğumuz, soracağımız sorulara da yansıyacağı biçimde.
İlk olarak Sözcü Gazetesi Yazarı ve Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk ile yapılan röportajımızı okuyacaksınız sitemizde.
Sonrasında ise yine vatan kaygısı duyan ve toplumda karşılığı bulunan kişi ve oluşumlarla röportajlarımız sürecek.
Bir kurtarıcı beklemeden atıldığımız kavgada bir adım bile geri atmadan mücadelemize devam etmek bizler için namus borcudur.
Bizlerden beklenenlerin farkındayız. Çok az bile olsa umuduna katık olduğumuz tek bir vatanseveri bile hayal kırıklığına uğratmamak adına üstümüze düşen görev ne olursa olsun fazlasıyla yapmaya çalışacağız.
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Ne Kemalist devrim
ne de Türkiye Cumhuriyeti sahipsizdir.
Düşman dayamış olsa da vatanın bağrına kanlı hançerini, aranır ve bulunur; bulunacak elbet kurtaracak bahtı kara maderini!
Çağdaş BAYRAKTAR
Üçüncü Yol Genel Yayın Yönetmeni
8 Şubat 2016
Yorum Ekle