Soma’ların, Ermenek’lerin yaşandığı bir dönemde…
Her yıl bin beş yüze yakın işçinin “iş kazaları”nda öldüğü bir dönemde…
“Kâr maksimizasyonu” uğruna emekçilerin can güvenliğini hiçe sayan şirketlerin iktidara yakınlığı nedeniyle hesap vermekten kurtulduğu bir dönemde…
Emeğin değer yaratan olarak değil kâr, rant, zenginleşme için sömürülecek araç olarak görüldüğü bir dönemde 1 Mayıs İşçi Bayramı veya Emek ve Dayanışma Günü’nü yaşıyoruz.
Özelleştirmelere, sosyal güvencesizleştirmeye, taşeron sistemine, sendikasızlaştırmaya, “ihmâl” adlı cinâyetlere karşı direnmek ve direnenlere destek vermek, “milletin efendisi” olan “hakiki müstahsil (üretici)”lere olan yaşam borcumuzdur.
Türk işçisinin ve tüm dünya işçilerinin ancak mücadele ile kazanabilecekleri haklarına kavuştukları bir gelecek için 1 Mayıs kutlu olsun!
Yorum Ekle