Üçüncü Yol 1919

“BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM”

Bundan tam 1 yıl önce, 18 Ağustos 2019 tarihinde Kırıkkale’de, 10 yaşındaki kızının gözleri önünde eski eşi tarafından canice katledildi Emine Bulut.
Ölmeden önce son sözleri “ben ölmek istemiyorum” oldu ve duyduğu son sözler ise kızının “anne lütfen ölme” çığlığıydı…

Katil eski eş müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Müebbet hapis cezası verilmişti verilmesine ancak basına yansıyan gerekçeli kararın içeriği kamuoyunun haklı tepkisine sebep oldu. Kararda sanığın planlı olarak eylemi gerçekleştirdiğine dair delil bulunamadığı, eylemi bıçakla birden fazla vurarak ve çocuğun gözü önünde gerçekleştirmenin tek başına “canavarca hisle” ve eziyet çektirmek kastı içermediğini de… Bu sebeple cezada indirim yapılmaması ile birlikte ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanmadı katil.
Bir işkence ya da planlı cinayete dair somut bir delil bulunamamıştı belki, ancak katil eski eş çocuğunun gözleri önünde bir anneyi, bir kadını öldürmüştü.
O görüntüler silinmedi hafızalarımızdan, annenin ve çocuğun yakarışları kulaklarımızdan gitmedi hiç. Kamuoyu sosyal medyada ayağa kalktı, hep birlikte haykırdık, son bulsun kadın cinayetleri, yaptırımlar ağırlaştırılsın ve cesaret bulamasın katiller, tecavüzcüler, insan düşmanları diye.
Ancak bu kadınlara yönelik ne ilk cinayetti ne de son.
Henüz bir yaramızı saramadan onlarcasını daha kaybettik aradan geçen bir yılda.
Bu satırlar yazılırken 17 yaşındaki Duygu Delen’in öldürüldüğünü öğrendik hatta.

Ve artık düşünmeye, sormaya, bu cinayetleri tüm boyutlarıyla sorgulamaya başladık toplumca.

Kadın cinayetleri politiktir.
Katil zaman zaman birilerinin “yakını” olarak çıkar karşımıza. Bazen bir siyasetçinin kardeşi, bazen rant sisteminin kazananlarından birinin yeğeni, bazense bilmem ne şehrinde nüfuzlu bir ailenin oğlu olur.
Dokunamazsınız ona çünkü yalnızca milletvekillerinin dokunulmazlığı olduğu sanılan bu ülkede, “hamili kart yakınımdır” notu bulunan, parası ve nüfuzu olan herkesin dokunulmaz olduğunu görürsünüz.
Adaletin değil gücün ve paranın söz sahibi olduğu, eşitsizliğin hüküm sürdüğü her yerde kadın cinayetleri politiktir.
İş hayatında, sosyal hayatta, eğitimde erkek egemen toplumların kadını ikinci planda değerlendirmesi sebebiyle politiktir.
Kadını zayıf olarak nitelendirip bunu “fıtrat” diyerek normalleştirerek fıtratın dışına çıktığı an başına gelecek kötü şeyler ona “müstehak” olarak kabul edildiği için politiktir.
Siyasi partilerde “bakın biz çok değer veriyoruz” mesajı içeren ancak göstermelik olarak verilen kadın kotaları, yalnızca kendinden olana verilen makam ve mevkiler yüzünden politiktir.
Bu sebeple önce yerleşmiş toplum algısını değiştirmek gerekir.

Dünya görüşünden ve siyasi duruşundan bağımsız olarak hangi kesimi gormedik ki kadına karşı olmayan?

Kendinden olmayan biri ya da birileri suçu işlediğinde en büyük kadın hakları savunucusu olanlar ancak kendinden olanın rezilliğini halının altına süpürenler; dışarıdan baktığınızda çağdaş Türkiye’nin önde gelen destekçisi gibi gözüküp perde arkasında partisinin kurmayları tacizle anıldığında utanmadan sıkılmadan desteğe gidenler, cemaatlerin karşısında durduğunu iddia edip cemaatlerle birebir aynı yolu izleyen, kadını koruyan hükümler içeren İstanbul Sözleşmesini komplo olarak nitelendirenler…

Yani günün sonunda bu ülkede kadınların aslında yapayalnız olduğunu gördük.

Anne, abla, eş, kardeş demeden, kadını herhangi bir sıfatla nitelendirmeden sadece İNSAN olduğunu bilerek ve bu cinayetlerin bir KADIN CİNAYETİ olduğunu kabul ederek önlem alınmadığı, yasa koyucular yaptırımlarını bu kabullerle sertleştirmediği sürece televizyonda ve sosyal medyada her gün onlarcasını göreceğiz bu vahşetlerin.
Tepki gösterilmediği ve önlem alınmadığı sürece bizler de o ekranlarda olacağız bir gün.

Suçluların caydırıcı cezalarla yargılandığı, kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadınların kendini güven içerisinde hissettiği; gerici ve kalıplaşmış düşüncelerin tamamen sökülüp atıldığı bir ülke ve coğrafya umuduyla;
katledilişinin 1.yılında Emine Bulut’un ve onun gibi öldürülen tüm kadınlarımızın anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Üçüncü Yol 1919

Yorum Ekle

Bir Cevap Yazın

Follow us

Don't be shy, get in touch. We love meeting interesting people and making new friends.

Most popular

Most discussed

Üçüncü Yol 1919 sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et