Üçüncü Yol

Hukuk Devleti ve Terör

anayasa1

“Terörle mücadele eden devlet, eğer gizli bir örgüt kurarsa başında bu işi kaybetmiş demektir. Devlet gizli örgütle terörle uğraşmaz. Yani karşı örgüt kurarak. Devlet yasal güçleri ile uğraşır.”

Suikast sonucu aramızdan ayrılan Orgeneral Eşref Bitlis böyle demişti 1992 yılında.

Eşref Paşa’nın sözlerine ilave yapmalıyız: Aynı şekilde devlet, devletin kurumlarında ve yönetiminde “geçici” ama kalıcı gibi davranan hükümet, kolluk kuvvetleri hukuk devletinin temsilcileri olduğunu asla unutamaz.

Devlet yasal güçleri ile “yasal çerçevede” mücadele eder.

Öte yandan da terör kaostan beslenir. Bunun için her şeyi kullanmaya, kendisine göre yontmaya çalışır. Yerine göre kara, yerine göre gri propaganda yöntemleri ile saldırır.

Bu durumda terörle mücadele eden birimlerin en çok dikkat etmesi gereken şeylerin başında şeffaf olmaları ve haklı oldukları mücadeledeki haklılıklarına leke düşürmeyecek şekilde davranma zorunlulukları gelir.

Terörle mücadelenin ulusal ve uluslararası platformlarda saygınlığını, haklılığını sekteye uğratacak davranışlar, sadece terör örgütünün işine gelir.

Hukuk devletine aykırı olarak yapılan uygulamalar, halkı terör örgütünün kucağına iter.

Bir kişinin yaptıklarının yasalarda suç olarak karşılığı varsa, yargılar ve cezasını infaz edersin. Yasayı uygulayacak gücün yoksa da yasayı değiştirirsin.

Hukuk devleti olmak bunu gerektirir.

Bugün, kendi açından ülkenin yararına gördüğün bir “hukuksuzluk”, yarın başkalarının kendince ülke yararına gördüğü bir hukuksuzluğa yol açar. Sonra adalet göreceli hale gelir. Kaos kaçınılmaz olur.

***

Terörle sonuna kadar mücadele edersin. Etmek zorundasındır da.

Yeterince mücadele etmeyen, hatta görevini ihmale uğratan kişiler hakkında en ağır cezalandırılması talebinde bulunursun.

Ama sen, adli sürecin dışında kendi adaletini tahsis etmeye kalkamazsın! Keyfi davranamazsın!

Mercimek kadar bile beyni olan birisi, bir terörist cesedinin araba arkasından sürüklenmesinden kimin fayda göreceğini, kimin zarar göreceğini bilir. Kimin propagandasına katkı sağlayacağını bilir.

Eğer bu gibi işlemleri yapanlar, yaşadıkları ortamın yarattığı psikolojik tahribattan ötürü böyle şeyler yapıyorsa, bu kişiler mutlaka psikolojik destek almalı ve cezalandırılmalıdı.

Bu tahribat ortamının yaratılmasına dolaylı dolaysız destek verenler de aynı şekilde ihmalleri doğrultusunda cezalandırılmalıdır.

Mevcut ortamda bu gibi potansiyeli olan görevliler ise derhal bölgeden uzaklaştırılmalı, hava değişimi almalıdır.

Amacı terörle mücadele etmek olan hiçbir kurum ve yetkili, böyle bir hareketin getirisinden çok götürüsü olacağını kestiremiyor olamaz.

Bu gibi olayların olmasında “dış güç” ve “provokasyon” parmağı varsa da yetkililer bu durumu derhal ifşa etmeli ve yaratılacak algı operasyonunu tersine çevirmelidir.

Terörle mücadelede silahla mücadele olmazsa olmazdır.

Ama terörle mücadele de sadece silahlı mücadele ile olmaz.

Psikolojik harbi kaybeden bir devlet teröre karşı başarılı olamaz.
ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
5 EKİM 2015

(NOT: Bu yazı daha önce yazarın blog adresinde yayınlanmıştır. Blog adresi için buraya tıklayınız…)

Çağdaş Bayraktar

Çağdaş Bayraktar 1986 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketi Mersin'de tamamladı. Çukurova Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Lisans eğitimi süresince üyelikten başkanlığına kadar Çukurova Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün her kademesinde görev aldı.

Bu dönem içerisinde "Kemalizm"in yerel ve ulusal ölçekte ADK/T'ler nezdinde kurumsallaşması, yaygınlaşması ve bağımsız kalması adına yoğun çaba gösterdi.
Bunun dışında, aynı dönem taraftar topluluğu koordinatörlüğü, Çukurova Üniversitesi Kulüpler Birliği Başkanlığı yaptı. Çukurova Üniversitesi Türk Sanat Müziği Korosunda görev aldı.

2013 yılında kendisi gibi öğrenci olan arkadaşlarıyla birlikte "Vardiya Bizde Adana"nın kurulmasına öncülük etti. Haftalarca süren Sessiz Çığlık eylemlerinde kumpaslara karşı hukuku savundu. Konunun kamuoyunda hak ettiği yeri bulması kapsamında yazılar yazdı.

O dönem birçok yerel gazetede, internet sitelerinde ve Milli Mücadele döneminde kurulan, "Kemalizmin İleri Karakolu" unvanıyla onurlandırılan Yeni Adana gazetesinde yazıları yayınlandı. Ayrıca aynı gazetenin Genç Yeni Adana ekinin kurucu genel yayın yönetmenliği ve başyazarlığını yaptı. 27 sayı yayınlanan Genç Yeni Adana'daki yazarların birçoğunun yazarlığa adım atmasında ve gelişmesinde öncülük etti.

Genç Yeni Adana'daki yazar kadrosunun büyük bölümüyle beraber Üçüncü Yol'u kurdu. Üçüncü Yol tarafından çıkarılan "Türk Ulusunun Egemenliği İçin HAYIR" ve "Yeniden Muasır Medeniyet Seviyesine Ulaşmak İçin TÜRKİYE DENİZCİLEŞMELİDİR" kitap/dergi projelerinin Genel Yayın Yönetmenliğini ve Başyazarlığını yaptı.

Çeşitli dergilerde ve internet haber sitelerinde yazıları yayımlandı. Alibi ve Galeati Yayınevlerinde editörlük yaptı. Halen Deniz Mecmuası dergisinde yazıları yayınlanmaktadır.

Gazetecilik hayatına Eylül 2018’den bu yana Cumhuriyet'te devam eden Bayraktar, yayın kurulu üyesi olduğu Cumhuriyet Kitaplarında Yayın Koordinatörlüğü görevini yürütmekte. Olaylar ve Görüşler sayfasının koordinatörlüğünü ve sayfa editörlüğünü yapmakta, gazetenin Kitap ekinde de kitap tanıtım yazıları ve söyleşileri yayımlanmakta.

Yorum ekle

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Siteye e-posta ile abone ol

Bu siteye abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için kayıt olmalısınız.

Diğer 57 aboneye katılın

Takip Et

Bizimle iletişim kurun. İnsanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.