Üçüncü Yol

Nusaybin’de Neler Oluyor?

Ülkemiz, metropollerinde üst üste gerçekleşen terör saldırılarıyla yara alırken bir yandan da doğusundaki bölücü terörle mücadele ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Cizre ve Sur’da yapılan operasyonlarda -ciddi kayıplar versek de- olumlu bir ilerleme kaydedildiği ve aynı kararlılıkla başka il ve ilçelerde de operasyonlara başlandığı bilgisi basına yansımıştı.

Bu bağlamda bir hafta önce pazar günü, terörün hakim olduğu en önemli yerlerden Yüksekova, Nusaybin ve Şırnak/Merkez’de eş zamanlı ve kapsamlı bir harekat başladı.

Güvenlik güçlerinin Silopi’den gelen iyi haberle morallerinin yerine geldiği ve büyük bir özveriyle birbirlerine kenetlendiği bölgedeki çok yakın bir dostumun bana verdiği bilgiler arasında.

Bizzat sıcak çatışma bölgesinde görev yapan dostumun benimle paylaştıklarını sizlere aktarmaya çalışacağım.

Operasyonlar; JÖH, PÖH, asker, narkotik, terör şube, bomba imha ve çevik kuvvetten oluşan kapsamlı bir ekiple sürüyor. Birlikler, ortamdan ve yakalanan uyumdan gayet memnun. Barınma, beslenme ve güvenlik gibi önemli tüm detaylar düşünülmüş.

Nusaybin’de yerli halkın büyük ölçüde ilçeyi boşalttığını, evlerde eşya bile olmadığını belirten dostum, “Çevikler, eğer halktan kaçmak isteyen olursa onları hemen güvenlik çemberine alıyor. Bizler ise, tek bir sivilin canına zarar gelmemesi için çok dikkatli davranıyoruz. Televizyonlarda ve gazetelerde yapılan bazı haberler kasıtlı ve aldatıcı.” diyor.

Kendilerine verilen bilgiye göre, ilçede 500’e yakın terörist var fakat Nusaybin’in sınıra çok yakın olması sebebiyle sayı sürekli değişiyor. Aynı zamanda teröristlerin, daha önceden kazılan tünellerle Suriye’nin Kamışlı kentine giriş-çıkış yaptığı personele verilen bilgiler arasında.

Birlikler, ilçe merkezinde sokağa girdikleri an yoğun ateşe maruz kalıyor. Teröristlerin arasında Sırp keskin nişancıların da olduğunu, teröristlerin Zagros marka silahlarla saldırdığını söylüyor.

Özel harekatçıların incelemelerine göre, kullanılan Zagros’un Ruslar veya Amerikanlar tarafından teröristlere sağlandığı tahmin edilmekte.

Amerikan jetlerinin İncirlik’ten havalanıp PKK’nın Suriye kanadı YPG’ye silah sağladığını düşünürsek tahminlerimizde yanılmış olmayız.

Bölgedeki duruma dönelim.

Burada, daha önceden teröristler tarafından gasp edilmiş tırlarla sokaklar kapatılmış durumda. İş makineleriyle hendekler ve çukurlar kazılmış. Yakın zamanda, Sur’da ve Cizre’de gördüğümüz gibi Nusaybin’deki evler de tünellerle birbirine bağlı.

Dostum; tünelleri keşfetmeye çalıştıklarını, bir haftalık süreçte 80’e yakın teröristin öldürüldüğünü fakat saldırıların yoğunluğundan ötürü cesetleri toplayamadıklarını söylüyor.

Söylenenlere göre, eğer çatılarda ve tünellerde hakimiyet sağlanırsa kısa sürede Nusaybin temizlenebilecek.

Operasyonlara havadan destek alıp almadıklarını sorduğumda, hava sahası sorunu yaşayabilecekleri gerekçesiyle operasyona hava desteği alamadıklarını ve en büyük sorunlarının bu olduğunu söyledi.

Yanıtlara baktığımızda AKP’nin bilinçsiz ve mezhepçi dış politikası ve Rus uçağının sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle düşürülmesi, terörle mücadelenin hamle ve manevra kabiliyetini ne kadar sekteye uğrattığı net olarak görülmekte. Asker, alçak uçuş yapılamadığı için İHA’ları kullanamadıklarını ve havadan keşif yapıp görüntü almanın mümkün olmadığını da belirtiyor.

Eğer operasyonlara havadan destek sağlanabilseydi, bölgedeki temizlik daha kısa sürede bitecek ve daha az zayiat verilecekti. Hatta tünellerin keşfi ve imhası da daha kolay olacaktı.
Son olarak, bölgede görevli yakın dostuma “Operasyonda bir haftayı geride bıraktınız. Nusaybin’de ve diğer merkezlerde temizlik oranı nedir?” diye sorduğumda ondan şu yanıtı aldım:

“Pazar 23.00 itibarıyla başladık.

3. gün ilk şehidimizi verdik, zırhlı içinde Zagros’la vuruldu.

4. gün gecesinde Mardin Terörle Mücadele Şube Müdürü ve onun şoförü; bölge kontrolü sırasında, askeriye ve emniyet araçlarının çarpışması sonucu şehit oldular.

Dün (18 Mart), özel harekatçı bir kardeşimiz el yapımı bomba ile şehit oldu.

Bugün de (19 Mart) iki askerimiz bombayla, bir özel harekat polisimiz de başından Kalaşnikof’la vurularak şehit edildi.

Toplamda 7 şehidimiz var. Yüksekova’da ve Şırnak merkezde ise çok şükür şehit vermedik.

Yüksekova operasyonu bizden 2 saat önce, Şırnak/Merkez’deki operasyon da tam 1 gün sonra başladı…

Yüksekova ve Şırnak/Merkez tamamen bizim kontrolümüzde. Şırnak/Merkez’i rahat geçeriz gibi duruyor.

Nusaybin ve Yüksekova çok önemli. Yüksekova dağın eteği, burada da sınırdan geçişler var.
Özellikle Yüksekova’da beş bin teröriste karşı mücadele veriliyor.”

Görüldüğü gibi, asker ve polis omuz omuza terörle mücadele ediyor. AKP’nin açılım ve çözülme sürecinin bedelini onlar ödese de gözlerini kırpmadan vatan için vücutlarını siper ediyorlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen tek bir sivilin hayatını tehlikeye atmamak için kısa yolu seçmeden kendi canlarını riske atıyorlar.

Onlarınsa bizlerden tek istekleri var: Selameti ve güvenliği uğruna savaştıkları Türk milletinin desteği ve duaları…

Tanrı yardımcıları olsun.

Mehmet Anıl PARLAK
20 Mart 2016

Mehmet Anıl Parlak

23 Eylül 1990’da Mersin’de doğdu. İlköğretimini tamamladıktan sonra lise öğrenimini İngilizce ağırlıklı bir lisede bitirdi. Çukurova Üniversitesi Matematik Bölümünü tamamladıktan sonra pedagojik formasyon alarak öğretmenlik hayatına başladı.

Milli Mücadele döneminde kurulan Yeni Adana Gazetesinin Genç Yeni Adana bölümünde yazıları yayımlandı. 2013 yılında kendisi gibi öğrenci olan arkadaşlarıyla birlikte "Vardiya Bizde Adana"nın kurulmasına öncülük etti. Haftalarca süren Sessiz Çığlık eylemlerinde hukuku savundu. 2014 yılında yayın hayatına başlayan Üçüncü Yol'un kurucularındandır.

Hayattaki en büyük hedefi, ulusuna bağlı nesiller yetiştirmek…

Yorum ekle

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Siteye e-posta ile abone ol

Bu siteye abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için kayıt olmalısınız.

Diğer 57 aboneye katılın

Takip Et

Bizimle iletişim kurun. İnsanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.