Üçüncü Yol

ASIL MÜCADELE ŞİMDİ BAŞLIYOR!

Etnik ya da mezhepsel fark etmez, emperyalizmin yerli işbirlikçileri hiç olmadığı kadar semirdi, semirtildi son 15 yılda.

Bir yanıyla iyi oldu, maskeler giderek şeffaflaştı, bir yerden sonra işlevine ihtiyaç kalmadı, düştü.

Özlenilen düşman samimiyeti ile karşı karşıyayız. Tabii kendi cephemize sızan ve bizim gibi konuşan hainlerin tespiti sırasında istenen seviyeye ulaştığımız henüz söylenemez.

İçlerindeki gericilik, elde ettikleri yetkinin etkisiyle genleşti, içlerine sığamaz oldu.

30 Ağustos 2017 itibariyle genel görünüm budur.

***

İçerideki ve dışarıdaki hainlerin karın ağrısı yaklaşık 100 yıl önceye dayanır.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün varlığıyla başlar, Cumhuriyet kazanımları, Kemalist devrim ile dayanılmaz bir hal alır.

Mustafa Kemal Atatürk, emperyalizin genetiğine bile işleyecek kadar ağır ve kalıcı tokat izidir. Kemalist Atatürk Cumhuriyeti ise o tokadın kanıtı, her fırsatta gösterimi ve emperyalizmin de tokatlanabilir, yenilebilir olduğunun canlı belgesidir.

Ondandır Cumhuriyet’e, Mustafa Kemal Atatürk’e ve Kemalizme saldırı…

Ama hesaba katmadıkları bir şey var, o da tarihin her daim Mustafa Kemal Atatürk’ü haklı çıkardığı.

***

Yedi düvelden oluşan emperyalist ordunun askerlerinden zorunlu “engelli koşu”, “maraton”, “sırıksız sırıkla atlama”, “yüzme” eğitimi kapsamında sporcular yetiştireli 95 yıl oldu. Birçoğu eğitimi tamamlayamadı, bu da Anadolu’nun namusuna yeltenmenin sonucu.

Yaşanmışlıktan beslenmeyen veri aktarımını başarabilmek zordur. Bir de bununla ilgili bizzat ülkeyi yönetenler tarafından on yıllarca yapılan ihmal, ihanet boyutuna vardı.

Bizler, bedel ödeyen atalarımızın bedel ödemeyen torunlarıyız. Tüm yaşadıklarımızın sebebi işte bu bedel ödememenin bedelini ödüyor olmamızdan ileri gelir.

Eski güzel günlere dönecek miyiz?

Döneceğiz.

Fakat önce daha kötü günleri yaşayacağız. Kötü günleri yaşadıkça bedel ödedikçe bizlere altın tepside sunulan ve sonrasında da ağır ağır elimizden alınan kazanımların bizim için “nefes” gibi hayati olduğunu anlayacağız. Anlamaya başlıyoruz bile.

Ve emin olun, bizlerden daha önce yerli işbirlikçilerin peşinden sürüklenen kitleler bunun farkınaa varacaktır.

Saltanat yeniden gelecek olursa padişahın kölesi bile olamayacak olan Yeni Osmanlı sevdalıları da anlayacaktır ulusal kimliğin önemini, insanlık onurunun önemini, insanlık onurunun diri kalması için de bu ulusal kimliğe sığınmaktan başka çarenin olmadığını.

Zor günler yaşadıki daha zor günler da yaşayacağız. Fakat asla umutsuzluğa düşmeyeceğiz.

Anadolu’da hiç kaybetmemiş ve öldürülemeyen bir liderle savaş veren emperyalizmin de uzantılarının da kazanma şansı yoktur.

Bugün bizlerin haklarını emperyalizme teslim etmek için bizlere temsilci diye “parlatılan” kişilerin gerçek yüzünü er ya da geç tüm vatanseverler anlayacaktır. Milli Mücadele’de en aktif görev alan komutanlardan bazıları bile kendi odası basılıp da düşman süngüsü göğsüne dayanana kadar benzer yanılgıya düşmemişler miydi?

Bunlar olacak.

Bugün partizan tavır içinde bulunmak, kişisel çıkarları ülke çıkarlarının önünde tutmak istemli ya da istemsiz şımarıklıktır, gaflettir. Eğer bunun farkına varıp da kendi iç dinamiklerimizle bundan sıyrılmayı başarırsak ödeyeceğimiz bedel azalır. Fakat bunun farkına varmazsak daha ağır bedel ödeyerek bu “lüks”ümüzden feragat edeceğimiz zaman gelecektir.

***

Türk ulusunun vatanseverleri dağınıktır, fakat uyanmaya başlamıştır. Büyük uyanış ve yeniden Müdâfaa-i Hukuk cephesi elbette oluşacaktır, o büyük cephenin minik halkaları bazen evlerin yemek masalarında bazen kıraathanelerde bazen okullarda bazen eş-dost sohbetlerinde oluşmaya başlamıştır.

Bugün emperyalizmin yerli işbirlikçilerinin her yetkiyi elinde bulundurmalarına rağmen sürekli daha fazla yetki istemelerinin altında bu korku vardır.

Anadolu’nun paradoksuna saplanmış durumdadırlar.

Bu işbirlikçiler için alenen gayri milli tavır takınmak, büyük uyanışı hızlandıracaktır. Bunu yapmayıp da milli bir rol çizerek kitleleri kontrol altında tutmaya çalışmak, kendi içlerinde her an kendilerine dönecek bir “düşünce”yi beslemek zorunda kalmak anlamına gelecektir. Ama sadece vatanseverlerin üçüncü bir yolu vardır. Emperyalizm uzantılarının sonu, bu iki seçenek arasına sıkışmak, bu iki seçenek arasındaki uçuruma yuvarlanmaktır.

Onlar için yenilgi, bizler için zafer kaçınılmazdır. Yeter ki içimizdeki vatan sevgisinden umudu ve mücadeleyi eksik koymayalım. Buna inanmayanlar, şu an kendini en yenilmez, yıkılmaz diyen kişilerin gözlerine baksınlar. Toplumsal tepki biraz yükseldiğinde nasıl ellerinin ayaklarının birbirine dolandığına baksınlar.

“Ne yapmalı?” sorusunun yanıtı ise yine Ulu Önder’in sözlerindedir:

“Millet, tarihin, ancak devletlerin yıkılış ve çöküş gibi bunalımlı zamanlarında kaydettiği çok önemli ve tehlikeli anları yaşıyordu. Böyle anlarda, talih ve kaderini doğrudan doğruya kendi eline almakta gaflet gösteren milletlerin, gelecekleri karanlık ve felâketlerle doludur.

Türk milleti bu gerçeği anlamaya başlamıştı. Bu kavrayış sonucuydu ki, kurtuluş ümidi vaat eden her samimî işarete koşmaktaydı. Ancak, bir toplumun, uzun yüzyılların uyuşturucu yönetim ve terbiyesinin etkisinden bir günde, bir yılda kurtulup serbest kalabileceğini düşünmek ve kabul etmek doğru değildir.
Bu sebeple, durumu ve gerçeği bilenler, ellerinden geldiği kadar, bağlı bulundukları millete ışık tutup yol göstererek, ona kurtuluş hedefine yürümekte önderlik etmeyi en büyük insanlık görevi bilmelidirler.”

Üstelik bizler atalarımızdan daha şanslıyız. Çünkü tarihimizde atalarımızdan farklı olarak denenmiş ve başarılı olmuş bir formül var, yenilgi değil zafer var, savunma değil taarruz var, saltanat değil cumhuriyet var, tebaa değil ulus var, yine onlardan miras, yadigar.

Bu saatten sonra her zihin bir mevzi, her kalem bir silahtır. Ulusun her vatansever yurttaşı “hattın”, yurttaşların yarattığı-yaratacağı toplumsal baskı da “sathın müdafaasıdır”.

Bu sebeple susmayacağız, durmayacağız! Anlatacağız, anlatacağız, anlatacağız! O kutlu güne kadar!

Gazamız mübarek olsun!

ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR
30 AĞUSTOS 2017

Çağdaş Bayraktar

Çağdaş Bayraktar 1986 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketi Mersin'de tamamladı. Çukurova Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Lisans eğitimi süresince üyelikten başkanlığına kadar Çukurova Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü'nün her kademesinde görev aldı.

Bu dönem içerisinde "Kemalizm"in yerel ve ulusal ölçekte ADK/T'ler nezdinde kurumsallaşması, yaygınlaşması ve bağımsız kalması adına yoğun çaba gösterdi.
Bunun dışında, aynı dönem taraftar topluluğu koordinatörlüğü, Çukurova Üniversitesi Kulüpler Birliği Başkanlığı yaptı. Çukurova Üniversitesi Türk Sanat Müziği Korosunda görev aldı.

2013 yılında kendisi gibi öğrenci olan arkadaşlarıyla birlikte "Vardiya Bizde Adana"nın kurulmasına öncülük etti. Haftalarca süren Sessiz Çığlık eylemlerinde kumpaslara karşı hukuku savundu. Konunun kamuoyunda hak ettiği yeri bulması kapsamında yazılar yazdı.

O dönem birçok yerel gazetede, internet sitelerinde ve Milli Mücadele döneminde kurulan, "Kemalizmin İleri Karakolu" unvanıyla onurlandırılan Yeni Adana gazetesinde yazıları yayınlandı. Ayrıca aynı gazetenin Genç Yeni Adana ekinin kurucu genel yayın yönetmenliği ve başyazarlığını yaptı. 27 sayı yayınlanan Genç Yeni Adana'daki yazarların birçoğunun yazarlığa adım atmasında ve gelişmesinde öncülük etti.

Genç Yeni Adana'daki yazar kadrosunun büyük bölümüyle beraber Üçüncü Yol'u kurdu. Üçüncü Yol tarafından çıkarılan "Türk Ulusunun Egemenliği İçin HAYIR" ve "Yeniden Muasır Medeniyet Seviyesine Ulaşmak İçin TÜRKİYE DENİZCİLEŞMELİDİR" kitap/dergi projelerinin Genel Yayın Yönetmenliğini ve Başyazarlığını yaptı.

Çeşitli dergilerde ve internet haber sitelerinde yazıları yayımlandı. Alibi ve Galeati Yayınevlerinde editörlük yaptı. Halen Deniz Mecmuası dergisinde yazıları yayınlanmaktadır.

Gazetecilik hayatına Eylül 2018’den bu yana Cumhuriyet'te devam eden Bayraktar, yayın kurulu üyesi olduğu Cumhuriyet Kitaplarında Yayın Koordinatörlüğü görevini yürütmekte. Olaylar ve Görüşler sayfasının koordinatörlüğünü ve sayfa editörlüğünü yapmakta, gazetenin Kitap ekinde de kitap tanıtım yazıları ve söyleşileri yayımlanmakta.

Yorum ekle

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Siteye e-posta ile abone ol

Bu siteye abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için kayıt olmalısınız.

Diğer 57 aboneye katılın

Takip Et

Bizimle iletişim kurun. İnsanlarla tanışmayı ve yeni arkadaşlar edinmeyi çok seviyoruz.