HEDEFTEKİ CUMHURİYET

Şenay Aybüke Yalçın…

22 yaşındaydı. Henüz ataması yapılalı 8 ay olmuştu. Kocaman kalbiyle, Atatürk’ün ifadesiyle “geleceğin ışıklı çiçeklerine” ses olmak için, onları yetiştirmek için koşmuştu yanlarına. Ama olmadı. Haince şehit ettiler.

Necmettin Yılmaz…

23 yaşındaydı. Şehit olduktan sonra evinden çıkanlar hepimizin yüreklerini dağladı. Bir tane mutfak tüpü, 3-5 tane kilimden bozma halı ve bir yatacak döşek… Babasının deyimiyle “kaleminden başka elinde bir şeyi yoktu” Necmettin öğretmenimizin. Ailesine sürpriz yapmak için memleketine giderken, yolunu kestiler. Kahpece şehit ettiler.

Neşe Alten…

22 yaşındaydı. Terörün azdığı yıllardı. 1993 yılında Diyarbakır’ın Çavuşlu Köyü İlkokuluna ataması yapıldı Neşe öğretmenimizin. Baba yüreği, istemedi kızının tek başına gitmesini. Beraber yola koyuldular baba kız. Geldiler ve derme çatma bir yeri onarıp eve benzettiler. Eşyalarını yerleştirdiler. Sonra… Kahpeliği kendisine sıfat edinmiş hain sürüsü bastı evi. Önce babasını katlettiler gözünün önünde Neşe öğretmenin. Sonra da canice öğretmenimizi şehit ettiler.

***

İnsan olanın boğazını düğümleyen bu acı hikayeler, yaşanan yüzlerce kanayan yaramızdan sadece birkaçı.

Daha okulun ilk gününde, görevine başlayamadan şehit edilen öğretmenlerimizle dolu gazete manşetlerini hangimiz unuttuk? Toplumsal belleğimizin içerisinde hangisinin acısını yaşamıyoruz?

Ve bugün…

Şırnak’ta bir anaokulumuzda, öğrencileriyle birlikte “Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa” türküsü eşliğinde düzenledikleri Cumhuriyet Bayramı gösterisi nedeniyle Seçil öğretmenimiz, sosyal medyada, lağım çukurlarının içinde yaşayan teröristlerce hedef gösterildi. İçlerindeki tüm irini, tertemiz çocuklarımıza ve altın kalpli Seçil öğretmenimize akıtmak isteyen bu yaratık sürüsüne gereken yanıtı vermek şüphesiz başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere Türk ulusunun onuru, şerefi ve sorumluluğudur. Bu yanıt da verilecektir. Bizler de bu uğurda Üçüncü Yol ailesi olarak; Seçil öğretmenimiz başta olmak üzere, fikri ve vicdanında Cumhuriyet değerleri olan, geleceğin mimarı tüm öğretmenlerimizin bütün varlığımızla yanındayız. Her zaman da yanlarında olacağız!

Fakat bu olay vesilesiyle bazı gerçekleri de belirtmeyi Cumhuriyetimize ve Atatürk’ümüze bir borç biliyoruz. Bir kez daha buradan haykırıyoruz; İslamcısından bölücüsüne, sahte Atatürkçüsünden tatlı su demokratlarına kadar, saldırmaya doyamadığınız, her fırsatta hedefe koyduğunuz Cumhuriyetimizin ve kazanımlarının, Türk ulusunun aydınlık yarınlara ulaşmasında en temel yol olduğunu sonsuza kadar vurgulayacağız, anlatacağız ve yaşatacağız. Gazi Paşa’nın da deyimiyle “gericiliği ve bölücülüğü nerede görsek tepelemeye” and içmiş bizler için, hedefe konan Cumhuriyetin yanında, Türk ulusunun geleceği için mücadele etmek, hayatlarımızı buna adamak, bu vatana ve Türk ulusuna gönül borcudur. Ruhumuzda kopan fırtınadır. Kimse bu Cumhuriyetin öğretmenini ve bu halkın ışıklı çiçeklerini hedef gösterecek cürete erişemez. Bu hadsizliği gösteren yaratık sürüsünün yeri, Türk ulusunun ayağının altıdır.

Tüm bunların ışığında bir kez daha Seçil öğretmenimize olan desteğimizi açıkça ifade ediyor, yarınlarımızın mimarı olan bütün öğretmenlerimize “fikri hür, vicdanı hür” parolasıyla yetiştirdikleri ve yetiştirecekleri kuşaklarla memleketi aydınlığa boğacaklarını anımsatıyoruz. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Türk Ulusu!

Burak KETMEN
3 Kasım 2019