Yıl 1925.
Türk Tayyare Cemiyeti açılış törenindeki konuşmasında, “Gök Vatan”ın önemini şu sözlerle vurgulamıştı Ulu Önder:
”İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar. Her işte olduğu gibi havacılıkta da en yüksek seviyede, gökte seni bekleyen yerini az zamanda dolduracaksın.
Ey Türk Genci! Kısa zamana gökte seni bekleyen yerini alacaksın.”
Ve yıl 1935.
Birinci Dünya Savaşı travmasını atlatmaya çalışırken 1929 ekonomik buhranını yaşayan ve ikinci bir savaşa doğru hızla ilerleyen dünyada, henüz 12 yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün emri ile Türkiye’deki ilk sivil havacılık okulu olan “Türkkuşu Uçuş Okulu”nu açar.
Okulun ilk kadın öğrencisi, 23 yaşında Türkiye’nin ilk kadın pilotu ve dünyanın da ilk kadın savaş pilotu olacak olan Sabiha Gökçen‘dir.
22 Mart 1913 tarihinde Bursa’da dünyaya gelen ve genç yaşta ailesini kaybeden Sabiha Gökçen, Atatürk’ün Bursa’yı ziyareti sırasında onunla tanışmak ister ve ona okumak istediğini, yardım ederse onu asla mahcup etmeyeceğini söyleme fırsatı bulur. Bunun üzerine Atatürk:
”Okuma aşkını kimselerin söndürmesine müsaade etme hayatın boyunca. Mücadele et, engeller olursa bu engelleri her ne pahasına olursa olsun yıkıp at. Baba ve annen vefat etmiş, Allah ikisine de rahmet eylesin. Şimdi bana iyi kulak ver çocuğum, seni evlat edinirsem benimle beraber gelir misin? Birlikte Ankara’ya gideriz. Senin okuma işini de hemen halleder, yoluna koyarız. … Göreceksin Sabiha, istediğin gibi, yüreğinde arzuladığın gibi okuyacak, memleketine, halkına yararlı olacaksın.” [1]
Ulu Önder’in söylediği gibi, memleketine faydalı bir Türk genci yetişecektir ilerleyen yıllarda.
1934 yılında Soyadı Kanunu ile birlikte Atatürk’ün ona ‘‘Gökçen” soyadını vermesi de tesadüf olmayacaktır.
Vatanına ve mesleğine sadakati, Gökçen’i Cumhuriyet tarihinin önemli safhalarında önemli sorumluluklar almaya sevkeder. Türkkuşu Uçuş Okulu’nda aldığı eğitimlerden sonra Sovyet Rusya’da ve ardından askeri pilot olmak üzere Eskişehir’de eğitim alan Gökçen, Türk kadınının rol modeli haline gelmiştir.
Önce 1937 yılındaki Tunceli isyanının bastırılmasında gösterdiği üstün hizmet, sonrasında Hatay meselesinde Fransız elçisinin de bulunduğu bir davette, Atatürk’ün öğütlediği biçimde Türkiye’nin kararlılığını göstermek amaçlı havaya üç el ateş etmesi hadisesi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hem askeri hem de siyasi açıdan önemli bir figür haline getirir Sabiha Gökçen’i.
2. Dünya Savaşı’nın başlangıç sinyallerinin verildiği 1938 yılında, Sabiha Gökçen uçağı ile tek başına Balkan turuna çıkar. Bölgede barışın tesis edilmesi ve korunması önemlidir. ”Yurtta sulh, cihanda sulh” politikası izleyen ve dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın “Balkanlar, Balkan halklarına aittir” sloganı doğrultusunda, Gökçen’in üstlendiği vazife önemlidir. Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya ziyaretleri gerçekleştirilir ve Türkiye’nin barış mesajları Balkanlar’da yankılanır.
***
Sabiha Gökçen’in Türk tarihindeki askeri, siyasi ve Türk kadınına örnek olması bakımından toplumsal önemini daha iyi anladığımız bir dönemden geçiyoruz.
Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak hedefiyle;
İyi ki doğmuşsun, iyi ki bu topraklarda yetişmiş ve Cumhuriyet’in faziletini, erdemini hepimize göstererek umut olmuşsun Sabiha Gökçen.
Doğumunun 107., vefatının 19. yılında saygı ve minnetle anıyoruz.
Zeynep Nur GÖZÜTOK
22.03.2020
[1] Osman Yalçın, Hilal Yalçın, Balkan Semalarında Barış İçin Uçan Bir Türk Kadını: Sabiha Gökçen
Merhume Sabiha Gökçen, dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak dünya çapında ne kadar kıymetli bir değerimiz ve gururumuzsa, onun adını İstanbul’un çok önemli bir havalimanına isim olarak verip hem yurtiçinde hem de yurtdışında, dünya çapında isminin duyulmasına ve anılmasına vesile olan, isim teklifinde ve onaylanmasında rolü olan eski başbakanlardan merhum Mesut Yılmaz ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e de teşekkür ediyoruz; hepsinin mekânı cennet olsun.